Asalet mi? Hadi canım...

İstanbul halimizin aynasıdır! Faziletimizle, ayıbımızın kol kola yürüdüğü şehir. "Türk milleti asildir"den başlayıp saydığımız vasıflarımız var ya... İşte o sahibi olduğumuzu zannettiğimiz vasıflardan bir sonuç çıkarmak -bilhassa İstanbul'a bakınca- çok zordur. İşin içinden çıkılamaz kadar çok, çirkin ve kaçak ve üstelik Boğaz manzaralı bina yapmanın asaletle bir ilgisi yok... Hangi vasfımızdır, bizi böylesine acımasız ve umursamaz yapan? *** Boğazın iki yanından seyredin İstanbul'u... O taraf, bu taraf fark etmez... Güzergâh boyunca, yüz akı vasıflarımızın örnekleriyle karşılaşırız... Camiler, saraylar, nadide yalılar... Onlardan herhangi birinin yanı başından, karşı tarafı incelemeye başlayın... Medeniyetin içinden, rezaleti göreceksiniz. Güya bir yığın kanun, yönetmelik vs. tabii ve tarihî güzelliği koruyor! Yalan... Her geçen gün manzaradaki yeşil azalıyor, çirkin binalar çoğalıyor... *** Çirkinliğin de iki yüzü var... Biri organize ve gücün arkasına sığınan çirkinlik... Diğeri daha bireysel ve çaresizliğin eseri çirkinlik... Ama neticede çirkinlik... Boğaz manzaralı gecekondular da kaçak... Boğaz manzaralı villalar ve lüks binalar da... *** İşin bir de, kaçak olmayan ama çirkin olan boyutu var. Yasal çirkin binalar!.. Yapan veya yaşayacak olanlar tarafından estetiği hiç düşünülmemiş, sadece "başımızı sokacak bir yer olsun" mantığıyla inşa edilivermiş, ilkokul talebelerinin çiziktirdiği cinsten basit ve kaba binalar. *** Boğaz'ı gören ve Boğaz'dan görünenler işin en facia kısmını oluşturuyor... Ve ama İstanbul'un tamamı aynı dertten mustarip. Ondan sonra yabancı filmlerde gördüğümüz evlere, mekanlara iç geçiriyoruz. *** Türkiye'nin ekonomik durumu ve fakirliğimiz bunun mazereti olamaz. Çünkü bu anlayış, ürettiği eserleri de değersiz kılıyor. Ekonomik açıdan da. Üç kuruşumuzla, kötü, değersiz, kalitesiz binalar üretip duruyoruz. İstanbul'un manzarasını da bozuyoruz. *** Onun için ne acıdır ki, İstanbul yaptıkça değil, yıktıkça güzelleşiyor! Ve ortadaki eser hepimizin. Sebebi hangi vasfımız acaba?