Akıl alacak gibi değil... İstanbul'u tanınmaz hale getirenlerden, dünyanın incisinin "kaçak" bir mezbeleliğe dönüşmesine göz yumanlardan hesap sormayışımız veya soramayışımız, yeni bir çirkinliğe yol açtı. Şimdilerde belediyelerimiz tarihî bir çeşmenin musluğunu değiştirince devasa afiş asıyor "ar" etmeden: "Bu çalışma bilmem ne belediyesinin hizmetidir..." Yok yahu!... Aferin mi bekliyorsun vazifeni yaptığın için? Niye gözüme sokuyorsun? Yaptığın, yapman gereken iştir... Daha öncekilerin yapmaması, sana madalya takmamızı gerektirmiyor. Yapacaksın tabii... *** Güzelim tarihî çeşmelerin ta göğsüne, çeşmeden büyük pirinç levha asıp kendi reklamını yapanlardan bahsetmek bile istemiyorum. Allah ıslah etsin... Neymiş, tarihî çeşmeyi kurtarmış. Kurtardıktan sonra hançerliyor; farkında değil... *** Hadi bu tarihî eserlerin ve motiflerin bir parça "istisna" tarafı var... Ama yola ne demeli?... Adam asfalt yapıyor, afiş asıyor... "Bu asfaltı biz yaptık..." Yahu sen zaten o iş için oradasın... Asfaltı benim yapacak halim yok... Sen yapacaksın... Kaçağa dur diyeceksin. İcabında yıkacaksın. Park yapacaksın. Bahçe yapacaksın. Ağaç dikeceksin. Çöp toplayacaksın. Kanalizasyonu onaracaksın. Bunlar senin tarif edilmiş işlerin. Onun için seçildin. Onun için maaş alıyorsun. Beşlik simit gibi resim çektirip, afiş astırman için değil... *** Bu "şöhret histerisi" ürünlerin alelacele toparlanıp yok edilmesi gerekir... Yoksa vatandaş olarak "eksikliklerle" ilgili afiş asacak çok yer buluruz; zararlı çıkarsınız...