Fatih Sultan Mehmed Köprüsü'nden Anadolu yakasına geçerken görmüştüm ilk defa... Ve çok etkilenmiştim... Muhteşem büyüklükte ve manzarayla müthiş uyum içinde, benim nazlı bayrağım... Ne kadar hoşuma gitmişti. Akıl edenlere tebrik yağdırdım içimden... Ve hatta şöyle düşündüm: "Bütün şehirlerin en yüksek yerlerine, olabildiğince büyük ve manzaranın bütünlüğü de düşünülerek böyle bayraklar asılmalı..." İstanbul'un önemini ve tepesinin çok oluşunu düşünerek, aynı büyüklükte bir kaç bayrağın daha asılabileceğini hayal ettim... İstanbul bu tabii; o kadar torpili olacak... Gördüğüm bayrağın dikkat çekici bir tarafı da, bir bütün olarak çok kaliteli durmasıydı... Çünkü maalesef o kadar çok yerde, o kadar soluk ve yıpranmış bayrakla karşılaşıyorduk ki... İnsanın canı acıyordu manevi değere sahip böyle bir sembolün gelişigüzel kullanılmasına... Yasak savma kabilinden dikilmiş... Ve sonra orada öylece unutulmuş... *** Derken, her şeyde olduğu gibi, bayrak işinde de kantarın topuzunu kaçırdık... Bir, iki, üç derken, herkes bir bayrak dikme yarışına girişti. Bayrağın kendisi kocaman, direği kısacık... Veya dikildiği yer rastgele bir yer... Bir sanayi sitesinin önü mesela... İş gösterişe dönüştü... Sonra da can sıkıcı bir manzaraya... *** Can sıkıcı dedim, çünkü bu kadar çok bayrak aslında bir güvensizliğin de eseri... Biz neyi göstermeye çalışıyoruz Allah aşkına ve kime gösteriyoruz? Yani bu vatan elden gidiyor da, hâlâ bizim olduğuna mı dikkat çekiyoruz? İşin manevi bir boyutu olduğu için de kimse sesini çıkarmıyor, çeki düzen vermeye kalkmıyor. Adam evinin tepesine dikmiş... Ne bu şimdi? Ülkesini çok seviyor. Olur mu yahu? Biz burayı yeni mi fethettik? Üç günlük bir ülke miyiz? *** İstiklal Marşımızı sıradan lig maçları da dâhil olur olmaz her yerde söylemeye kalkıştığımız ve aslında pardon doğru düzgün de söyleyemediğimiz gibi... Şimdi her yere bayrak asıyoruz ve gerçekten güzel duran bayrakları da gölgeliyor, onların önemini azaltıyoruz... Burası Türkiye... Ve hep bizim kalacak... Buna inanmıyor ve güvenmiyor muyuz da, her fırsatta bayrak, her fırsatta marş? Hâlbuki manevi değerler yücedir ve sıradanlaştırılmamalıdır ki, bayrağımızı her gördüğümüzde içimiz titresin sevinç ve gururdan... Ve İstiklal Marşımızı her söylediğimizde...