Eğer karnı ağrıyan çağdaşlara sorarsanız, İbrahim deli, çoğu evlat katili, neredeyse tamamı kadın düşkünü, içki sular seller gibi... *** Hayret, nasıl oldu ki böyle bir aile, hem de sürekli genişleyerek altı asırdan fazla hüküm sürdü... Hayret... Ve hayret, çekildikleri hiçbir yerde arkalarından kötü konuşulmuyor da, çamur atanların neredeyse tamamı kendi evlatları... Çekildikleri her yerde medeniyetlerinin izi... Afrika ve Orta Doğu hâlâ onların adaletine ve merhametine hasret... *** Eğer karnı ağrıyan çağdaşlara sorarsanız... Sormayın zaten... Onların tapındıkları medeniyetin girdiği her yerde kan var... Osmanlı, adaleti kılıçlarının ucunda götürdü evet; götürdüğü yerdekiler insanlığı gördüler... Huzuru... Yaşamayı... Bolluğu, bereketi... Karnı ağrıyan çağdaşların öykündüğü medeniyet ise adaleti lafla götürüyor, propagandayla... Sonra oralar kanı görüyor, ölümü görüyor, yokluğu ve hırsızlığı... *** Hayır, siz yalan söylüyorsunuz... Soyu temiz ve asil bir aileden bahsediyoruz. Şair sultanların, sanatkâr sultanların, velî sultanların silsilesinden... Ne delisi var, ne ayyaşı... Olsa olsa biri diğerinden biraz daha az başarılı belki. İster ön yargı deyin... İster subjektif bakış açısı... Her biri eli öpülesi kahraman, Hak âşığı ve "gerçek Padişah"ın kulu olduğunun farkında olan iyi yetişmiş mütevazı Sultanlar... Genç Osman'ı da, Vahidettin Han'ı da, Sarı Selim'i de, Avcı Mehmed'i de... Hepsi başımın tacı... Sonra gelenlerin çoğu onların at uşağı bile olamaz... Sonra gelenler, onlara olan muhabbet ve hürmetleri kadar adam... Gerisi yalan...