Jeolojik devirlerde... Yani milyonlarca yıl önce... (Şu "milyonlarca yıl önce" ifadesi zihnimi bulandırıyor. İnsan ömrü 60-70 sene iken... Bu ifadenin, "birkaç milyon yılın ne önemi var" gibi bir tavır barındırması ciddiyetini sarsıyor...) Çok eskiden yani... İki yanardağ... Aralarında yüz kilometreden fazla mesafe var üstelik... Rivayete göre aynı anda patlıyor ve püskürmeye başlıyor... Ama öyle filmlerden aklınızda kalanla kıyaslamayın... Öyle püskürüyorlar ki, yüzlerce kilometrekarelik alanı, püskürttükleriyle yani lavla, tüfle vs. dolduruyorlar... Ne kadar dolduruyorlar... 100-150 metre yüksekliğinde... Düşünün... Ortalamasını alalım: 125 metre yüksekliğinde bir tabaka... Hem de yüzlerce kilometrekare... Sonra seller, yağmurlar, yeni püskürmeler, rüzgârlar devreye giriyor... Farklı yapısal özellikler gösteren zemini aşındırıyor... Ortaya dünyanın hiçbir yerinde benzeri olmayan coğrafi bir bölge çıkıyor... ??? "Peri Bacası" deyip geçtiğimiz tabiat harikasından bahsediyorum... Kapadokya'dan... Ürgüp ve Göreme'den... Dağlar Erciyes ve Hasandağı... ??? Şimdi bir daha düşünün... Milyonlarca yıl önce o dağların püskürmesini, lavların akmasını, bölgeyi yüz küsur metre yüksekliğinde doldurmasını... Çıkan sesi, depremleri, havanın kokusunu, tabiatın refleksini düşünün... Ve şekillenen "harika"nın bize ait olduğunu düşünün... Ülkemize ait olduğunu... ??? Türkiye enteresan bir ülke... Dolayısıyla üzerinde yaşayanlar da... Biz enteresanız... ??? Sahip olduklarımızın canını çıkarmakla... Sahip olmadıklarımıza can atmakla... Zaman harcıyoruz... Zenginliğimizi "faydaya" çevirmek, maalesef meziyetlerimiz arasında değil...