Biz kendimizi bile unutmuştuk...

A -
A +

> Tunus Diyorlar ki; "Biz sizin dostunuz değil, kardeşiniziz..." Diyorlar ki; " Biz 1956'ya kadar size yani Osmanlı'ya bağlı bir vilayettik..." Ve diyorlar ki; "Bizi neden Fransız'ın eline bıraktınız?" *** Sonra baktılar ki bizden hayır yok, ismi bile güzel "Yasemin Devrimi"yle yönetimi ele alıp dünyayı şaşırttılar ve diktatörlerin ve/ veya kukla diktatörleri oynatan zalim devletlerin ellerinde oyuncak olan diğer milletlere de cesaret verdiler... Devrimin üzerinden 4 ay geçmiş... Fakat bütün ülke enteresan bir huzurun koynunda gayet sakin... Herkes işinde gücünde... Devrim bahanesiyle turizmde gerçekleşen rezervasyon iptalleri tam bir şanssızlık. Çünkü Tunus her zamankinden daha güvenli... Geçici hükümet ülkeyi seçimlere hazırlıyor. Ve en fazla üzerinde durdukları nokta ise, yeni dönemde adı ne olursa olsun kendini halkın üzerinde görecek bir yönetim anlayışına fırsat vermemek... Ayaklanmanın en ateşli anlarında Genelkurmay Başkanı isyancı gençlerin arasına giriyor ve "Haklısınız. Sizin yanınızdayız. Fakat en az zararla atlatmak için işbirliği yapalım. Ve asla yönetimde gözümüz yok." diyor ve bu ifadelerinin samimi olduğunu da ispatlıyor. Türk- Arap Bilim, Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Tunus asıllı Türk vatandaşı Dr.Muhammed Adil, "Ordu istese yönetimi devralabilirdi. Fakat onurlu davrandılar. Diktatörün değil, halkın yanında yer aldılar..." diyerek gerçeğin altını çiziyor. *** Evet, orada kiminle konuşsak aynı şeyi diyor; "Biz sizin dostunuz değil, kardeşiniziz..." Ülkede bir uçtan bir uca Barbaros'un ve Osmanlı'nin izlerini görmek mümkün. Fakat 1956'da kardeşlerimizi Fransızlara teslim etmişiz. Haberimiz olmamış. Çünkü o sıralar bizim kendimizden bile haberimiz yoktu ki? Ve hâlâ Türkiye'nin yeni dış politikasını "fantastik" ve "gereksiz" gören ve "Ah bir asker gelse de, Ak Parti'den kurtulsak." duasında bir güruhumuz var bizim... Ne trajiik.... Fakat geçmiş olsun... Tunus sokaklarında "Türk... Kardeş... Tayyib Erdogan... Abdullah Gül... Fenerbahçe..." diye gözlerinden muhabbet fışkıran o kardeşlerimiz, varlıklarını bize hatırlatarak, bize de güç veriyorlar... Artık ortak bir ideale ve insancıl bir medeniyete doğru birlikte yürüyoruz. Ve geç de kalsak... Hepimiz... Balkanlarda, Kafkaslarda, Ortadoğu'da, Kuzey Afrika'da... Ve en önemlisi Anadolu'da, aslında kim olduğumuzu ve kim olmamız gerektiğini anlıyoruz...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.