Boğaz'ın fatihleri

İstanbul'un fethinin yıldönümünü kutluyoruz... Hani bir yandan dünyanın en güzel şehri deyip maddi ve manevi övgüler düzdüğümüz... Bir yandan on yıllardır yeşilini talan ettiğimiz, çirkin binalarla çirkinleştirdiğimiz İstanbul... Ve bizim diye sevinip Fatih'ine minnet duyduğumuz... Sultan Mehmed'in kabrinden kalkıp İstanbul'un bu halini görmesini ister misiniz? ??? İstanbul'a aşkım tescillidir... Niyetim yerden yere vurmak değil... Ama bugün Fatih Sultan Mehmed'in "Fatih" torunlarından bahsetmek istiyorum... *** Marmara Denizi'nden Karadeniz'e açılan muhteşem boğaz... Anadolu tarafında Salacak'tan Anadolu Feneri'ne 35 kilometre... Avrupa tarafında ise Rumeli Feneri ile Sarayburnu arası 55 kilometre... Yani toplam 90 kilometre kıyı uzunluğu... Boğaz ki, İstanbul demektir. Boğaz'da çay içilir, yürünür, balık tutulur, seyre çıkılır... Aşık olunur, ağlanır, günün her vakti ayrı bir alemdir yaşanır... Yaşanır mı? *** İki kıyı boyunu hayal edin... Hayalinizde yürümeye başlayın... Önce Salacak'tan... Sonra Karaköy'den itibaren... Acaba bu yürüyüşün kaç kilometresinde nasıl bir manzara sizi takip edecek Boğaz boyunca? *** Yanaşıp o mavi akıntının serin kıyısına... "İşte İstanbul!" diyebileceğiniz alanları gözden geçirin... Allah'tan Dalan, Üsküdar Harem arasını açtı... Kazıklı yolla Avrupa kıyısından bir parça sundu... O 90 kilometrenin İstanbulluya açık kısmını biraz olsun genişletti... *** Kimsenin mülküyle işimiz olmaz elbette... Ama İstanbul Boğazının çirkin, kaba ve şımarık duvarlarla kapatılması, bir zengin densizliğidir ki, onlara "Boğaz Fatih"leri diyorum... Keşke asırlık ve göz okşayan yalılar kalsa sadece... Ve yine tarihi saraylar, camiler, binalar... O mavi gerdanın üstünde renkli mücevherler gibi zenginlik olacaktır İstanbul'a... Öyle bölümler var ki, kilometrelerce yürüseniz, kokusunu duyar kendisini göremezsiniz o çirkin duvarlardan Boğaz'ın... İmar izni verenleri düşünüyorum. Af çıkaranları. Göz yumanları... Düşünüyor ve... *** İstanbul işgal altında... Boğazı da, boğaz gören tepeleri de... Ve mutlaka bir Fatih çıkacaktır... "Bizans Oyunları"nı, adaletiyle bozacaktır... *** Olur mu dersiniz?