Çekimlerinin bir kısmı Türkiye'de yapılan yeni Bond filmi "Skyfall" nihayet vizyonda... Filmin çekimlerinden Türkiye'deki galasına kadarki süreçte iki şey canımızı sıkmıştı. Birincisi ekibin kibri ve şımarıklığı... İkincisi filmde Türkiye'nin nasıl gözükeceği konusu. İlk kısmı seyirciyi ilgilendirmiyor belki ama paylaşarak içimizi serinletmek adına yazıyorum; sergilenen tavırları "profesyonellik"le veya "star kaprisi" ile açıklamak mümkün değil. Aynı ekip tekrar ülkemizde basın toplantısı veya benzeri bir faaliyette bulunacaksa olsa bırakın gitmeyi, kısacık bir haberini yapmaya bile gönlüm razı değil. Neyse... Filme gelirsek... Bir "Bond" filminden ne bekliyorsanız, fazlasıyla bulacaksınız. Bond serisinin en iyi filmlerinden biri var karşımızda. Dolayısıyla sadece Türkiye'de çekilen aksiyon sahnelerinin mükemmel olduğunu ancak Türkiye'yi çevresel olarak kötü gösterdiğini hatta gerçek Türkiye'yi göstermediğini söyleyerek yetinmek istiyorum. Haftanın bir diğer yapımı Özcan Deniz'in "Evim Sensin" filmi... Burnundan kıl aldırmayan bazı eleştirmenlerin bu filmde ağladığını iddia etmesine ve çok başarılı bulduğunu söylemesine itirazım var. Özcan Deniz'le sarmaş dolaş bir muhabbetin kucağından objektif değerlendirme yapamayacaksanız, bari hiçbir şey söylemeyin mesleğinize saygı gösterip... Yoksa eleştirmenlikten pazarlamacılığa terfi edeceksiniz. "Evim Sensin" seyirciyi ağlatmaya odaklanmış kötü bir Yeşilçam kopyası. Hele marangoz İskender'in (Özcan Deniz)üzerinde iş tulumu ve sağından solundan sarkan avandanlıklarıyla bir ağır çekim gelişi var ki, Rambo halt etsin. Leyla ise tam bir fenomene dönüşecek cinsten. Sevindirik olduğu zaman çıkardığı bebeksi seslerle Türk erkeğini kadından soğutacak kadar yapmacık ve itici. Filmin bütününde bir çok havada kalan mevzu var. Ama filmin senaristi, yönetmeni, başrol oyuncusu Özcan Deniz dediğim gibi iki şeye odaklanmış: Kendisini cilalamaya ve seyirciyi ağlatmaya... O bakımdan hikayenin detaylarına girmek zaten akılcı olmaz. İyi seyirler...