Sevdiğim bir arkadaşımın tavsiyesiyle gitmiştim o galeriye... Bundan üç-beş sene evvel. Orta halli ikinci el bir otomobile ihtiyacım vardı. "Bu işini görür" dediler. Aldım. Servise götürdüğümde sayacının yaklaşık 200 bin kilometre geri çekildiği ortaya çıktı. Midem bulandı. Geri götürdüm. Pişkin pişkin ve bol yeminli izahlarla bu durumdan haberdar olmadıklarını, maalesef bu durumun çok yaygın olduğunu söylediler. O aracı iade edemedim. Türlü cambazlıkla karşılaştım. İçim bir türlü ısınmadı o araca ve sattım kurtuldum. Buna benzer yaygınlaşan ve artık kanıksanan ahlaksızlıkları tartışmak zorundayız. Bazı sahtekarlıklar artık sahtekarlık sayılmıyor. Bazı hırsızlıklar artık hırsızlık olarak görülmüyor. Faziletle çürümüşlüğü iç içe barındırıyor ve yaşatıyoruz. Ölüm var, dünya yalan diyoruz ama dünya için takla atmaya devam ediyoruz. Yetimin hakkı diyoruz ama haksız kazanç sağlamayı içimize sindirebiliyoruz. Adam işçisini sömürüyor, ticaretini menfaate yaslıyor ama sabahtan akşama kadar twitterda vaaz veriyor. Aslında bu yazıyı bir güzel davranışı alkışlamak için yazıyorum. Emin Otomotiv'in ikinci el araçların satıldığı galerisinde bir arkadaşa araç bakıyorduk. Her aracın ön camına o aracın özelliklerini ve fiyatını levha halinde asmışlar. Bir aracın kilometresi 210 bin olarak belirtilmiş. Fakat içine binip baktığınızda göstergesi 115 bin. Şöyle açıkladılar: "Bu aracı almak durumundaydık. Ancak sayacı 115 bin görünmesine rağmen 190 binde muayeneye gittiğini tesbit ettik. Biz de muayeneden sonraki zamanı hesaba katıp aracı inceledik ve kilometresinin 210 bin civarında olduğuna hükmettik. Bunu müşterimizden saklayamayız. Önceliğimiz dürüst ticaret ve kul hakkına riayettir." Beni aldatan o galeriyi açıklamıyorum. Ticaretlerindeki ahlaksızlığın elbet karşılığını bulacaklardır. Ama işini iyi yapanlara ve örnek olanlara da teşekkür etmeliyiz ki, çoğalsınlar. Bağırarak, çağırarak, reklamla veya afilli sloganlarla "güven" kazanılmıyor. Güvenin temelinde "ahlak" olmak zorunda.