Dün sabah bindiğim ticari takside radyo açıktı. Gazeteci olduğunu iddia eden iki arkadaş gaza gelmiş konuşuyorlardı... (İsimleri lazım değil...) Otobüsten iki genci indiren İETT şoförüne sallayıp duruyorlardı. Üç cümlenin içine sıkıştırdıkları kelimelerden bir demet sunuyorum size: "Yobaz, geri zekâlı, dangalak, hıyar..." Bu ifadeleri kullanan arkadaşlar, "çağdaş, ilerici, aydınlık kafalı..." Görünen şu ki, İETT şoförü yanlış yapmıştır. Yaptığı yanlış kesinleşirse hem hukuk tarafından hem de çalıştığı kurum tarafından cezalandırılır. "Geri zekâlı", "hıyar", "yobaz", "dangalak" gibi, kullananın seviyesini gösteren kelimeleri sarf ederken neredeyse radyodan yüzüme sıçrayacağından korktuğum tükürükler maalesef mesleğimizin durumunu gösteriyor. *** Çağdaşlığı, partneriyle herkesin ortasında sarılıp öpüşmek zanneden bu zihniyet, ahlâkı nasıl tarif ediyor, bilmiyorum. Halbuki "aşk" gibi mukaddes bir kavramın içine "tüküren" bu zihniyettir. O zihniyetin çocukları maalesef, otobüs duraklarında, yol kenarlarında, meydanlarda sanki birbirleriyle sonsuza kadar ayrılıyormuşçasına erotik bir vecd içinde "sevgi"den çok "sevişme" figürleri sergiliyorlar... Bunlarla başa çıkılmaz... Ölçüsü olmayanlarla yani... Onun için toplu taşıma araçlarında çalışan arkadaşlar, bırakın yakın teması, fiili bir durum görseler bile karışmamalılar ve hemen aracı bir tenhaya çekip, amme hizmeti kabilinden yardımcı olmalılar(!)... *** Bunların çağdaşlıkları, alkol, cinsellik ve inançsızlık ikliminde yeşeriyor nedense... Çünkü bunların bilim adamları "bilim" üretmiyor. "İkna odaları"nda çağdaşlık üretiyor. Çünkü bunların siyasetçilerini maalesef halk değil, "kasetler" koltuğundan ediyor... Bu huzursuzlarla başa çıkılmaz... Ancak "dua" edebiliriz, sükûna kavuşmaları için...