Ş ehir Tiyatroları, Devlet Tiyatroları, özel tiyatrolara destek, sinemaya destek... Ne bu? Devletin kesesinden... Yani bizim kesemizden "sanat faaliyeti"! Hadi ya? Bizim kesemizden, bizim anlamadığımız, bize ters gelen veya bize karşı olan bir sanat ameliyesi... Sonra çıkın İstiklal Caddesi'ne haykırın, bağırın, çağırın... Devletten bi kuruş para almadan tiyatro yapan, film çekenlerin kabahati ne? Devletin kurumlarına kapağı atıp, yan gelip yatıp beslenmek sanatçıya yakışır mı? Sözüm ona aydınsınız. Özgürlükçüsünüz. İlericisiniz. Avrupa'yı pek bi beğenirsiniz. Gidip gezmeyi pek bi seversiniz. Velakin kendi ülkenizde statükocu, dayatmacı, halka karşı, halka tepeden bakan, halktan kopuk yaşayan bir zümresiniz. Bir yandan devletin cebinden elinizi çekmezsiniz; bir yandan reklam seslendirmeleriyle, dizi filmlerle gayet güzel kazanırsınız. (Helâl olsun. Gözümüz yok. Neredeyse hepiniz son derece yetenekli, ekranlarda iş yapan başarılı insanlarsınız.) Derdiniz ne? Fildişi kulelerinizden inin artık. Doyun artık. O çok değerli sahne hevesinizi, seslendirme yaparken olduğu gibi... Dizilerde oynarken yaptığınız gibi kendi imkanlarınızla, emeğinizle, inancınızla satın... İlaveten devletin kesesine ihtiyacınız yok. Belediye beslesin, bakanlık beslesin, sonra da İstiklal Caddesine zulmedin... Sizinkisi şımarıklıktan ibaret. Devletin maaş verdiği yazar var mı? Hattat var mı? Müzehhip var mı? Şair var mı? Kapı kapı dolaşıp filmine sermaye arayan yönetmenler niye maaş almıyor devletten? Tiyatro niye para kazanmıyor? Devlet sizin yönetiminizden değil, sizden el çekmeli... Çok değerliyse tiyatronuz, pazarlayın... Ama para etmiyorsa... Gürültü yapmayın...