Cem Yılmaz'ın yaptığı!

A -
A +

Sinemalar, sinema filmi olmayan bir gösterimin işgali altında. Cem Yılmaz yine yaptı yapacağını ve sahnelediği şovunu beyaz perdeye taşıdı olduğu gibi. Sıfır maliyetli denebilecek bu iş karşısında bakalım Şahan Gökbakar'ın Celal ile Ceren'i ne yapacak? Hemen böyle bir kıyaslama yapılamaz denebilir haklı olarak ama... Bu bile Cem Yılmaz'ın lehine. Neticede iki yıldır sahnelediği oyunu alıp koydu seyircinin karşısına. Yani "Sinema filmi bile değil..." Twetter üzerinden Cem Yılmaz'a dalaşan Gökbakar asıl imtihanı şimdi veriyor. Aslında birçok açıdan Cem Yılmaz'ın bu atraksiyonu gişe başarısı itibariyle tartışmaların ana konusu olacak. (Bu arada Cem Yılmaz'ın gösterisini aile fertleri bir arada seyredemez. Gidip salon kapılarında bekleyip, yarısında çıkan aileleri görebilirsiniz.) Aşağı yukarı aynı sayıda salonda gösterilen Karaoğlan ise büyük bir hayal kırıklığı ile karşı karşıya... Cem Yılmaz ikinci haftada 1 milyon 6 yüz bin rakamını yakalamışken, Karaoğlan büyük beklentisinin karşılığında sadece 50 bin rakamını gördü seyirci olarak. 700'e yakın salon bu iki yapımla kapalıyken, Celal ile Ceren, Bitik Şehir ve Mama yeni haftanın filmleri. Üçü de kendi tarzlarında iddialı yapımlar. Celal ile Ceren Recep İvedik'ten sonra Şahan Gökbakar'ın karakterler ve hikâye anlamında daha ciddi bir işi, komedi olmasına rağmen. Fakat argo ve müstehcenlik anlamında sergilenen ölçüsüzlük, filmin kalitesine gölge düşürüyor. Celal ile Ceren'de Şahan Gökbakar'ı sollayan oyuncular dikkat çekiyor. Bitik Şehir sağlam kadrosu ve hikâyesiyle mutlaka seyredilmesi gereken bir film. Yıllarca sordum ve yazdım: "Bir insan niye belediye başkanı olmak ister?" diye... Bildiğimiz cevabı her türlü entrika, aksiyon ve sürprizle "Bitik Şehir"de bulmak mümkün. Günümüzde her şehir ucundan kıyısından "Bitik" olmaya aday veya yekpare "Bitik"tir aslında... Çünkü biten, şehirler değil, insan ve insana ait değerler olunca, yozlaşmayı "ayna"ya bakınca bile görmek mümkün. Mama ise epeydir seyretmediğim kadar "ürkütücü" bir korku filmi. Bu sefer bir değil iki masum kız çocuğu var karşımızda. Onların etrafında dönen acayiplikler, yönetmen marifetiyle iyi aktarılmış. Planlar, ışık, ses, kurgu yerli yerinde. Korkuda da mizahtaki gibi duygunun patlama anını yakalamak çok önemli. Senkronu tutturamazsan güldüremiyorsun veya korkutamıyorsun. Bu açıdan Mama başarılı. Takip edilebilir değerde hikâyeler iç içe geçmiş. Sadece korku değil, karakterlerin farklılığı ve zenginliği de seyir zevkini arttırıyor. Velhasıl Cem Yılmaz'ın sürprizi, bütün filmlerin gişe performansını etkilemiş ve etkileyecek görünüyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.