Çıkmak mı zor, inmek mi?

A -
A +
Hiç şüphesiz Türkiye'nin en önemli problemi, görünen ve görünmeyen yüzüyle "Kürt Meselesi"dir.
Bu meseleyi derinleştiren ve çözümünü zorlaştıran ilk faktör de, tarafların birbirine bakışıdır. Dağa çıkmazsa, "kardeşim" diyebileceğimiz bir genç, nasıl gözü dönmüş cani ve bebek katili derekesine düşüveriyor?
Veya dağdaki de, anasını, babasını, nişanlısını bırakıp mecburi vatan hizmetiyle karşısına gelen "Mehmetçik"i nasıl vurulması gereken düşman olarak görebiliyor?
Bugün pekâlâ biliyoruz ki Abdullah Öcalan'ın hikâyesi karanlıktır ve Uğur Mumcu bu karanlığa ışık tutmak üzereyken ortadan kaldırılmıştır. O zaman "30 bin vatan evladının katili" sadece "Öcalan" mıdır?
Resme doğru açıdan bakabilirsek, on binlerce canın acısına rağmen "doğru sonuç" için mantıklı yorum yapabiliriz.
Resme doğru açıdan bakamazsak, hamasetten kurtulamayız. Silahtan kurtulamayız. Kandan kurtulamayız. Doğru soruları soramayız.
"Jîn" "Kürt Meselesi"ni farklı bir açıdan ve empati yapmaya elverişli bir sağlamlıkta değerlendiriyor. 17 yaşında bir kız... Bir şekilde dağa çıkmış. Kaçmaya karar veriyor. 
Kaçmaya kalkıştığı andan itibaren de, "arada" kalıyor...
Ne onu insan gibi kabullenecek şartlar mevcuttur. Ne de geri dönmek doğru görünür. 
Zaten asıl yanlış olan, olmakta olan şeydir. Asıl yanlış olan fiili durum, yani çatışmadır.
Türk milleti de, Kürt milleti de işin başından beri çatışma ve kavga istemiyor. Ama buna rağmen uzun yıllar bu acıyı yaşadık. İki tarafın karanlık ve görünmeyen kısımları bunun böyle olmasını istediler. 
Mesela gelmekte olan ve çatışmaya dönüştürülen Nevruz'u bir bayram olarak Kürt'lerin kaçta kaçı sahiplenmektedir? Pekâlâ, biliyorum ki, Ehl-i Sünnet Müslüman Kürtlerin böyle bir bayramı yoktur. 
Jîn'in dağdan inip yola çıkması, kız başına yolda ilerlemeye çalışırken bir araca binmek istemesi ve o an herkesin aklına gelen risk, ırkla açıklanabilecek bir risk değil. Ahlakla, insanlıkla açıklanabilecek bir risk.
Gerçeği söylemekte zorlandığımız müddetçe, lafı hep dolandıracağız ve zaman kaybedeceğiz. 
Kürt meselesi nasıl başlamıştır? Temelinde hangi olaylar vardır? Kürtler aslında ne istemektedirler?
Devrimlerin, çağdaşlaşma maskesi altında, bizi birbirimize bağlayan İslam Medeniyetinden koparıp, Batı Medeniyetine eklemlenme gayreti olduğu aşikârdır. Yeryüzünde harf inkılabı yapan kaç ülke vardır? Elaziz, Diyarbekir, Dersim hangi akla ve mantığa hizmetle anlamsız Elazığ'a, Diyarbakır'a, Tunceli'ye çevrilmiştir? 
Velhasıl, Jin, gerçeklerle yüzleşme adına, sanatın doğru kullanıldığı bir film.
İyi seyirler.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.