Cübbeli terör!

"Darbe Yargısının Sonu" Doç. Dr. Osman Can'ın yeni çıkan kitabının adı. Osman Can uzun süreden beri Anayasa Mahkemesinde raportör olarak çalışmakta, "adaletin" göğsünü kabartan cesur ve akademik çalışmalarıyla elitlerin saltanatına çomak sokmaktadır. Kitaptan çarpıcı birkaç bölümü referandum için şifa niyetine paylaşmak istiyorum: "Türkiye'de siyasi ideoloji ve yapılanmanın oluşumuna bakıldığında asker ile yargının birlikte hareket ettikleri, birisinin bıraktığı yerde ötekinin görevi devraldığı şeklindeki bir manzara ortaya çıkar. 1974 ile 1980 arasında, yargının verdiği kararlarla, parlamentoyu toplumsal sorunlar ve güvenlik sorunları karşısında işleyemez hale getirmesinin darbe için gerekli koşulları hazırladığını söylemek yanlış olmaz." "Ardından 1980'de askerî darbe gerçekleşir ve hemen peşinden yüksek yargıçlar bu darbeye imza atanları ziyaret eder. Emirlerinizi yerine getirmeye hazırız, diyerek darbecilere biat edilir, üstelik bunu yapanlar Yüksek Hakimler ve Yüksek Savcılar Kurulu üyeleridir." "Yine yüksek yargıçlardan bir grubun darbeci generalleri ziyareti anlatılır. Heyecanla bekleyen ve acaba yargıçlardan olumsuz bir tepki alır mıyız gerginliğini yaşayan generaller, yargıçları kabul ettiklerinde, sizin için ne yapabiliriz, diye sorarlar. Aldıkları cevap çok rahatlatıcıdır: Lojmanlarla Mahkeme arasında işleyen servis aracı çok eski. Acaba yenisiyle değiştirilebilir mi?" "Anayasa Mahkemesi ideoloji adına parlamentoyu frenleyecek. Danıştay hükümeti, YSK seçimleri denetleyecek. Kimin milletvekili olup olmayacağına karar verecek. HSYK ise bunları mümkün kılan sistemin başını tutacak. Sistem bu! Bu sistemin yargının bağımsızlığı ile ilgisi olduğunu söylemek için, koyu ve mutlak bir bilgisizlik içinde olmak gerekiyor!" "Büyük Alman Hukukçu Gustav Radbruch, amacı adaleti gerçekleştirmek olmayan bir hukuk, suç aletinden başka bir şey değildir derken, bize hukukun ve yargılamanın amacının ne olmaması gerektiğini hatırlatmaktadır." "Adnan Menderes'in idamıyla sonuçlanan Yassıada yargılamalarını 50 yıl sonra öven yüksek yargıçların bulunduğu utancını hatırlayarak, buna cübbeli terör demek zorundayız..."