Eğitimden tasarruf olmaz...

A -
A +

Enflasyon tekrar eski günlerine dönebilir... Avrupa Birliği yarı gerçek bir rüyadan kâbusa çevrilebilir... Borçlarımız artabilir. İstikrarsızlık ve aptalca tartışmalar ait olduğu yere yani "gündem" koltuğuna tekrar oturabilir. Yine yurt dışından kurtarıcı arayışına girebiliriz. Bunları yaşadık; yine yaşayabiliriz. Asla istemeyiz ama... Olabilir. Ve fakat olmaması gereken bir şey var. Artık "dur" deyip, önüne geçmemiz gereken ciddi bir mesele. Hani hep diyoruz ya dalga geçerek; "eğitim şart" diye... O şart olanla ilgili artık aklımızı başımıza devşirmemiz gerek. *** Çocuklarımız geleceğimizdir. Ne kadar içi boşaltılmış ve etkisi itina ile yok edilmiş bir klişe... Ama doğru... Çocuklar geleceğimizdir. İkisi de çok değerli... Hem çocuklarımız, hem geleceğimiz. Değerli olmasına rağmen gelecekten bir şey ummayabiliriz ama hiç olmazsa özelde çocuklarımızın geleceğinden çok şey umarız... Ellerine diken batsın istemeyiz. Dudaklarını bükmelerine dayanamayız. Varımız yoğumuz onlar içindir? Yemeyiz içmeyiz kolejlere yollarız. Veya onu yapamazsak daha iyi bir devlet okuluna kayıt için bir yakınımızın ikametgâhını devreye sokup türlü taklalar atarız. "Okusunlar, adam olsunlar..." *** Onları kim okutuyor? Kolejlerin lüks binaları, kaliteli gereçleri veya biraz daha iyi olduğuna inandığımız öteki semtteki devlet okulunun depreme karşı güçlendirilmiş duvarları mı? Basketbol sahası mı yoksa? Hayır... Onları öğretmenler okutuyor. Yani insanlar... Onları öğretmenlere emanet ediyoruz. Onları neredeyse bizden çok öğretmenleri görüyor... Ama nedense çocuklarımızın "öğretmen" olmasını pek istemeyiz... Çünkü öğretmenlikte "gelecek" yok. Biz gerçekten "manyak" bir toplum olmaya doğru gidiyoruz. *** Öğretmenliği maddi ve manevi açıdan özenilecek bir meslek olmaktan çıkardık. Bunu içimize sindirdik. Şimdi birileri o geçinemeyen öğretmenlerin maaşına gözünü dikmiş vaziyette. Yuh yani. Bu "yuh" bize ama. Neredeyse bu ahlâksız teklifi önümüze sunanları haklı bulacağız. Gerçekten "yuh"... Bir "yuh" da, bu duruma sesini çıkarmayan ama "türban gelecek, çağ daşı olacağız" diye feryat eden çağdaşlara... Çünkü kafaların içinin kalitesi değil onların derdi... Onları "türban" gerdi... *** Hani depremden sonra her şeye vergi bindirdiler ve çoğu duruyor ya... Şimdi hükümet çıkıp açıklama yapsa ve dese: "Çocuklar geleceğimizdir. Onun için eğitimin kalitesi ve geleceğimizi düşünerek öğretmenlerimizin maaşını iki katına çıkarmak zorundayız. Bu sebeple şu şu hizmetlere vergi koyduk." Deprem vergisinden daha az acıtmazsa ne olayım... *** Eğitimden, adaletten, sağlıktan ve emniyetten tasarruf olmaz... Olursa, cahil kalırsın, hastalanırsın, haksızlığa uğrarsın ve huzurun kalmaz... Para lazımsa; verelim... Alışığız...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.