Moda şimdi... Veya trend... "Duruş" bir insanın veya kurumun karizma veya fazileti için başlı başına en uygun belirleyici sıfat... Biz bir esas duruşu bilirdik askerden kalma, içimizden söküp atamadığımız... Sonradan Beşiktaş altını çizdi herhalde, "Beşiktaşlı duruşu" diye... Gerçi Mehmet Topuz transferi kimsede duruş muruş bırakmadı Beşiktaş başta olmak üzere. Bu afili lafın, söylenme zevki ve karşı tarafta uyandıracağı potansiyel saygı veya kıskançlıktan başka bir numarası yok... "Başlarım duruşuna senin" bir tepki olarak çok kolay harekete geçiyor. Bu bir risk! *** Afyon ve Denizli'ye yaptığım iş seyahati, "memleket manzaraları" açısında çok doyurucu geçti. Her Denizli ziyaretinde yaptığım gibi Buldan'a uğradım ve anlatmaya değer iki hadise yaşadım... Malumunuz Buldan bir dokuma merkezi ve yöreye özgü dokuma kumaşı, "Şile Bezi" tabir edilen kumaşla rekabet halinde. Geçen üç-beş senede neler değişmiş merakıyla arabamı bir ara sokağa park ettim ve gezmeye başladım. Dönüşte üç beş parça hediyeyle arz-ı endam etmek açısından çok mümbit bir yer Buldan... Masa örtüleri, yatak örtüleri, terletmeyen erkek gömlekleri, geleneksel motiflerle süslü bayan elbiseleri vs... Hava sıcak ve biraz da yorgunum. Beni cezbeden ilk mağazaya dalıp alışverişe başladım. Fakat elbiselerin yakalarındaki marka dikkatimi çekti ve şaşırttı: "Şile Collection" Buldan'da rakip yörenin markasıyla ürünler ve satış mağazası. Hani Beşiktaşlı taraftarların bayraklarıyla Bağdat Caddesinde tur atması veya Fenerli taraftarların sarı-lacivert bayraklarla Beşiktaş'ın kalbine, "çarşı"ya dalması... Özgürlük, demokrasi tamam da, hukukta "ağır tahrik" diye bir tanımlama var yani... Dolayısıyla "Buldan"da, "Buldanlı Duruşu"nun olmadığını, "Şile Vuruşu"na seyirci kaldıklarını hayretle müşahede ettim. *** İkinci hadise ise... İşim bitip arabama doğru hareket edince, park ettiğim yer konusunda beynimin duruşunun iflas etmesi. Elimde torbalarla yarım saat gezindim ve arabamı aradım. Güneş beni yeri yıkmak üzereyken bir taksi çevirdim. "Nereye gidiyoruz" sorusuna cevap vermek çok zordu. - Dolaşacağız bu civarda. Arabamı park ettiğim yeri bulamıyorum. Yürüyerek aramaya da mecalim kalmadı. *** Türkiye'de yaşamak bırakın esas duruşu, palavra duruşu bile yerle bir ediyor. Allah sonumuzu hayreylesin...