Sultanahmet Camii'ne bakın, sonra Topkapı Sarayı'na... Mostar Köprüsü'ne bakın, sonra Safranbolu evlerine... İbadethanelerden saray ve köşklere, köprülerden halkın oturduğu evlere kadar mimaride parlak bir geçmişimizin olduğunu haykırıyor bize kalan miras. Fakat biz kötü mirasyedi çocuklar her sahada olduğu gibi, mimaride de işi berbat etmişiz. Ne Boğaziçi Köprüsü'nün kendine has bir farkı ve güzelliği vardır. Ne de İstanbul Üniversitesi'nin o meşhur Patrona Hamamı olarak bilinen Bayezid Hamamı'na bitişik beton yığını kütüphanesinin bir estetiği... Hani dilimizi, tarihimizi, alfabemizi velhasıl bize dair ne varsa kesip attığımız gibi, mimari geleneğimizi de kesip atmışız. Modernizm adına saçmalayıp durmuşuz. Yabancı misafirlerimizin elinden tutup göstereceğimiz kaç tane Cumhuriyet dönemi eserimiz var? Neyse asıl mevzuum; ev ve iş yeri olarak yaptığımız çirkin binalarla şehirlerimizi içinden çıkılmaz ve yüzüne bakılmaz hale getirişimiz. Şekilsiz, kaba ve insan tabiatına aykırı binaları üst üste yığarak dünyalık peşinde koşturduğumuz için maalesef kendi hayat alanlarımızı boğduğumuzu görememişiz. Sadece İstanbul değil, bütün şehirlerimiz bu hırs ve gözü dönmüşlükten nasibini almış. Osmanlı ve Selçuklu'dan kalanlar olmasa, "Yıkın Türkiye'yi, yeni baştan inşa edelim" demek yanlış olmayacak. Şu günlerde afet korkusuyla toplu bir dönüşüm harekatı başladı ya... Seviniyorum. İnşallah bu dönüşüm kendi hayatımızdan çalarak ucuza mal ettiğimiz kötü binaları sağlamlaştırırken, işin estetik ve gelenek tarafını da hesaba katar. Bu dönüşüm bizi hayat alanlarına iki artı bir, üç artı bir aptal matematiğinin gözlüğüyle bakmaktan kurtarır ve insana hizmet eden, çevreye değer katan bir anlayışın hatırlanmasına vesile olur. Parayı bulmak için müteahhit olan mesleksizlerin, ucuza kapatmak için inşaattan değil hayattan ve huzurdan çalan gözü dönmüşlerin bilhassa devlet eliyle ayıklanması gerekir. Bitirdiği inşaatların etrafında dolaşamayan, sattığı evlere ziyarete gidemeyen, yaptığı yollarda gezemeyen sözde işadamlarının bu kadar çoğalmasında hepimiz suçluyuz. "Seçim kaybetme pahasına bu dönüşümü yapacağız" diyen Başbakanın tavrı, umarım sağlamlık, güven ve kalite kadar, mimari mirasımızın ışığını da yansıtır. Umarım...