Fatih Sultan Mehmed'e hakaret!

A -
A +

Ondört yıl önceydi... Türkiye Gazetesi'nin Kültür-Sanat Servisinin kapısı açıldı ve bir beyefendi içeri girdi. O zamanlar yine bu sütunlarda işlediğimiz bir konu için şikayette bulundu... Bir Türk evladı ve bir Fatihli olarak, Fatih Sultan Mehmed'in kabrinde, türbenin bakımı için para toplanmasını içine sindiremiyordu ve bu konuyla ilgili sayısız girişimde, başvuruda bulunmuş ama sonuç alamamıştı... Şikayetinin iki boyutu vardı: Birincisi böyle bir para toplama ameliyesi yakışıksızdı... Çirkindi. Fatih Sultan Mehmed'e hakaretti. Koskoca devletimiz, tarihe geçmiş, çağ açmış, İstanbul'u bizim yapmış bir devlet büyüğüne sahip çıkamıyor muydu? İkincisi toplanan paralar nereye gidiyordu da, türbe bakımsızdı, etrafı mezbelelikti... Yerden göğe kadar haklıydı... Bunu o zaman mesele edip araştırdık ve bir dipsiz kuyuya doğru yol aldığımızı gördük... Zamanın Türbeler Müdürü Can Alpak'la da görüştük. Doğru adres oydu çünkü... Yardım makbuzlarının üstündeki ibareler bizi ona götürmüştü... Türbeler Müdürlüğü personelinin kurduğu bir vakıf için toplanıyordu para... Açıklamalarına göre de, ziyarete açık olan ve olmayan yüzlerce türbe için harcanıyordu! Her şeye rağmen işin yakışıksızlığı noktasında mutabık kaldık... Yayınımız üzerine bir hafta kadar para toplama işi son buldu... Ama... Sadece bir hafta... Orada Çarşamba Pazarı gibi bir fırsat varken, Türk milletinin hayırseverliği ve Fatih Sultan Mehmed'e hayranlığı apaçık ortada dururken, bunu kullanmamak enayilik olurdu tabii... Sonra aradan 3-4 yıl geçti. Aynı konuyu TGRT'de gündeme getirdik... Haraç kesme işine yine bir hafta ara verildi... Yolumuz Fatih'e düştükçe de, para toplama işinin devam ettiğini görüp üzüldük... O kadar... Geçen hafta sevgili dostum, Tarih ve Düşünce Dergisi'ni yayınlayan ve yaşatan kahraman Mehmet Fatih Can'ı ziyarete gittiğimde, ondört yıl önceki gibi kapı açıldı ve aynı zat içeri girdi... Anladınız... Çirkinlik devam ediyordu ve muhterem zat yılmamıştı... Ama ümitliydi... Heyecanlıydı... Anlattı: "Dün, dedi, Fatih Sultan Mehmed Hazretlerini ziyarete gittim... Bir de baktım, yeni Belediye Başkanımız Kadir Topbaş orada... Hemen yapıştım eline. Durun, dedim... Anlattım. Çok üzüldü. Merak etme, dedi. Halledeceğini söyledi. İnşallah başarabilir. Çünkü önceki başkanımız belediyenin yetkisinde değil demişti..." İşte böyle... Bir vatandaşımızın bitmeyen "milli" mücadelesi... Ve bitmeyen ayıp! Umarız artık biter... Çünkü... Kıbrıs'ı çözmek üzere olan AK Parti iktidarı, bu meseleyi haydi haydi çözer...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.