Belki de farkına varmadan yaşamak daha konforlu... Hele ki, dünyaya kazık kakmak gibi bir derdiniz yoksa... Yetinebiliyorsanız... Dış dünyadan azade bir güvenlik çemberi içinde, ölüme endeksli bir hayatın keyfini sürersiniz... O zaman geçen hafta tavsiye ettiğim kitapları okumanıza gerek kalmaz... Domates yetiştirmek, bahçeden maydanoz koparmak, hava durumunu takip etmek yapılacak en önemli işler olur ki; doğrusu da budur belki... Takmazsınız; darbe olmuş, muhtıra verilmiş, meydanlarda orta oyunu varmış... Oy kullanırsınız en fazla... En azından vatandaşlık görevidir diye... Ve hatta kullanmazsanız bile ölüm yok ya ucunda... Onun yerine çatıyı aktarmak, çitleri tamir etmek, daha faydalı olacaktır bilhassa sağlığınız için... Çünkü... Bu ülkede... Yani vatan-millet-sakarya endişesi taşımak... Don Kişot'un yel değirmenleriyle uğraşması gibi bir fantezi... Yaşadığımız ânı, yaşanmış olayların ışığında algılayıp, geleceğe dönük sonuçlarını da değerlendirerek analiz edemiyoruz. Bu beklenemez de... Toplumun hafızasının tembelliğine güvenen güçler, her seferinde aynı oyunu oynuyor... Her seferinde kanıyoruz... Farkına vardığımız zaman da, iş işten geçmiş oluyor... Onun için, farkına varmadan yaşamak daha konforlu diye düşünüyorum... Şimdi ben size Bülent Orakoğlu'nun "Ankara'da Gölge Oyunları" kitabını acilen okumak lazım diyeceğim; siz de ciddiye alıp okuyacaksınız; mideniz bulanacak... Ne gerek var... Kimin milliyetçi/ muhafazakâr, kimin sosyalist olduğunun bile karıştığı bir ülkede, domates yetiştirmek, kısa hayatımızı lüzumsuz endişelerden uzak tutmak, mümkünse geride kalacaklara sıkıntı bırakmamak için bir mezar yeri satın almak daha mantıklı değil mi? Dünyanın zaten çivisi çıkmış... Havalara bakın... İklimler değişiyor... Su problemi geliyor... Falan filan... Her şeyin bir sonu var... Kendilerinin sonunun gelmeyeceğini zanneden bir avuç gözü dönmüşün böğürtülerine kulak vererek yaşamaktansa... Kendi sonumuzu düşünüp, günü yaşamalıyız ... Haa... Yine de okumayı seviyorsanız... "Ben birazdan bahçe sulamaya gideceğim zaten" diyorsanız... Ve midenizin sağlamlığından eminseniz... Orakoğlu'nun gölge oyunlarına eğlencelik muamelesi yapabilirsiniz. (Ankara'da Gölge Oyunları/ Bülent Orakoğlu- Timaş Yayınları)