Türk Dil Kurumu'nun "Güncel Türkçe Sözlüğü" zaten bildiğimiz tanımı yapıyor "Cumhur" için... "Halk, topluluk..." Düşünmeye başladım, ben bu tanıma giriyor muyum diye... Girmem lazım... Halktan biriyim... Türkiye'de yaşayan topluluğun bir parçasıyım... Yani ben ve benim gibiler "Cumhur"u oluşturuyor. Öyleyse nasıl bir Cumhurbaşkanı arzuladığımı benim de söylemem kadar doğal bir şey olamaz... *** "Bu makam devletin en yüce makamıdır ve bir ağırlığı olmalıdır" gibi doğru bir tesbiti, "asık yüzlü" olmanın bahanesi saymamak gerek ve ben kesinlikle "gülmeyi bilen" bir Cumhurbaşkanı istiyorum... Gülebilmek, tebessüm etmek, o makamın ağırlığına gölge düşürmeyeceği gibi, başı olduğu cumhura da yaklaştıracaktır. Halkın arasında, sınıfa aniden giren bir müfettiş gibi soğuk ve ifadesiz dolaşmamalı benim Cumhurbaşkanım... Biz zaten saygıda kusur etmeyiz... Ziraat Bankası kapısında bile ceketini ilikleyen bir milletin ahfadıyız... Ama... Yine de... Eğer rastlarsam gidip dokunabilmeli, elimi uzatabilmeli, onun da bu eli içten gelen bir sıcaklıkla, gözbebeklerindeki samimi tebessümle tutacağını bilmeliyim... Ceketimin düğmeleri kendiliğinden iliklenir zaten... Varlığı coşku vermeli... Birlik ve beraberliğin sembolü nihayetinde... Kâğıda bakmadan konuşabilmeli... Kurduğu cümleleri anlayabilmeliyim... Seçtiği kelimeler benim kullandığım kelimeler olmalı... Yani Türkçe konuşmalı benim Cumhurbaşkanım... *** Benim hoşlandığım şeylerden hoşlanmalı... Gittiği konserler, seyrettiği filmler, okuduğu kitaplar, katıldığı programlar "cumhur"a paralellik arz etmeli... Cumhuru şekil ve şemaline göre kategorize etmemeli, korkusuz olmalı... Ki beni/ bizi anladığını hissedebileyim... *** Rahmetli Cumhurbaşkanı Özal'ın vefatındaki insan seli, oraya tepki koymak için toplanmamıştı. Organize edilmemişlerdi. Yüreklerinden bir parça koptuğunu hissedenler doldurmuştu Türkiye'nin en geniş ve en uzun bulvarını ve ona açılan caddelerini... Kendilerinden biri saydıkları, hatalarıyla ve doğrularıyla sevdikleri bir büyük adam için oradaydılar... *** İnanın şu olsun, bu olsun gibi kaygılardan uzak duygularla kaleme alıyorum bu satırları... Tek dileğim... Dediğim gibi... Gülebilen ve Türkçe konuşan... Ayırım yapmadan bütün cumhura muhabbetle bakan... Gördüğümde "Benim Cumhurbaşkanım" coşkusuyla gidip sarılmak isteyeceğim bir adam olsun istiyorum... Not: (Yazım sayfaya yerleştirilirken, Sayın Abdullah Gül'ün adaylığı açıklandı. Bu gelişmeyi, duamın kabulü olarak görüyor ve seviniyorum. Dünyanın en sevimli ciddi adamını, bir pozitif enerji yumağını Cumhurbaşkanımız olarak göreceğiz. Hayırlı uğurlu olsun.)