Kabadayı yorumcular

Bir dönem promosyon yarışı medyada öyle bir hal almıştı ki, vatandaşın gözünün içine baka baka yalan söyleniyor, insanlar kandırılıyordu. Müzik seti almak için aylarca kupon biriktirenlere el kadar, adeta maskot boyutunda bir radyo veriliyor, tencere seti olarak teneke parçaları teslim ediliyordu. Ama utandık, ama devlet "dur" dedi bu rezillik bitti. Sonra ekranlarda danışıklı dövüş olduğu aşikar, sunucunun çanak tutup tahrik ettiği ve sokak kavgalarına rahmet okutan seviyesiz tartışma programları boy gösterdi. Raiting uğruna her şey mübahtı sanki. O da bitti. Fakat son günlerde en can alıcı kısımlarına internet sayesinde şahit olduğum iki spor programı adeta kanımı dondurdu. Bir kanalda Erman Toroğlu ve telefon hattında Aziz Yıldırım'ın avukatı Faik Işık ve başka bir kanalda Ahmet Çakar ve telefon hattında Şekip Mosturoğlu arasında yaşananlar televizyon yayıncılığının utanç tarihine geçecek kadar çirkin. Birbirlerini dinlemeyen, birbirlerine bağırıp çağırırken sadece raitingi ve bu sayede popüler olup işlerini kazançlarını arttırarak sürdürmeyi hesaplayan insanların görüntüsü vardı. Utandım. İki eski hakemin kabadayı tarzları adeta birbiriyle yarışıyor. Futbol ve hakemlik bilgilerine saygım kalmadı. Haklı olup olmamaları hiç önemli değil. Çünkü ekranda sergiledikleri manzara çocuklara asla seyrettirilmeyecek kadar sakıncalı. Ve eğer RTÜK bir işe yarayacaksa, lütfen tam bu noktada yarasın. Bu görüntü, gürültü ve edep kirliliğine son versin. Çünkü medya olarak bunu biz kendi içimizde halledemeyeceğiz. Spor müdürleri, genel yayın müdürleri veya kanalların sahipleri bu durumu mesele etmiyor maalesef. Mesleğinin haysiyetini düşünenlerin de, bu tarz programcılara ve yorumculara karşı acilen bir tavır geliştirmesi gerekiyor. "Ne yapalım kardeşim. Seyrediliyor." çok ucuz ve kolay bir bahanedir.