Mahalli idarecileri mi seçeceğiz? Yoksa ülkemizi kurtarmak adına tavır mı sergileyeceğiz? *** Bir taraf Türkiye'nin İran olmasından korkuyor. İran olunca herkesin kılık kıyafetine karışılacak. Hırsızın eli kesilecek. İçki yasak olacak falan... Bu düpedüz cehalet. Mensup olduğu dinden habersiz bu cahil vatandaşlar, hep Batı'ya hayran oldular. Peki düşünce özgürlüğünü savunan kim? İnsan haklarını savunan kim? Türkiye'yi Batıya entegre etmeye çalışan kim? Olsun... Onlar yine de "dinci"lere karşı. Koy "Batı"yı bir tarafa... Gün "ulusalcılık" günü... *** Milli duyguların peşinden koşanları milliyetçi/ ırkçı diye itham edenler de bunlardı. (Bunlara "bunlar" demek, nezaketimin had safhasıdır.) Şimdi milliyetçi oldu hepsi ama öztürkçe milliyetçi tabii: ulusalcı... *** Mahalli idarecileri mi seçeceğiz? Yoksa ülkemizi kurtarmak adına tavır mı sergileyeceğiz? *** Öncelikle bize ve beldemize hizmetkâr olacak muhtarı, belediye başkanını, belediye meclis üyelerini seçeceğiz. "Hizmetkârlık" sıfatına hangi adayların "sıfatı" pardon, görünüşü uyuyor. Bunu anlamak çok zor değil. Yüce Rabbim herkese bir güzellik vermiş ve fakat sahtekâr olanların yüzünden güzelliğin ışığını almış sonra zaman içinde... Pankartlarda, afişlerde resimlerine bakın adayların... Üzerinden fotoşop geçmiş tipler sinsi sinsi sırıtıyor zaten... Önce hizmetkâr seçeceğiz. Ve sonra... Sonra da ülkemizi kurtarmak adına tavır sergileyeceğiz. Sizce ülkemizi kimlerden kurtarmalıyız? Başörtüsünden mi, namazdan mı, ezandan mı... Yahut, Türk Destanlarının isimlerine sığınan ve o isimleri kirleten "başıbozuk" çağdaş eşkıyadan mı?