Kurtuluş yolu

A -
A +

Seneler önce gazetemiz bir Ramazan ayında bütün okuyucularına "Hazreti Muhammed'in Hayatı" isimli bir eser hediye etmişti. Büyük boy ve tek cilt. Daha sonra bu eser iki cilt halinde tekrar hediye edildi ama o eski tek cildin tadı bir başka. Resimleriyle, ilave metinleriyle muhteşem bir eser... İşte o kitabın "Mirac" bölümünden altı çizili bazı satırları sizinle paylaşmak istiyorum. *** Allahü teâlâ buyurdu ki, "Ey Habibim! Bu gece benim misafirimsin. Dile benden ne istersin?" Resûlullah Efendimiz, "Ümmetimi isterim Ya Rabbi" dedi. Rivayete göre bu şekilde Hak teâlâ bu suali yedi yüz defa tekrarladı. Resûlullah Efendimiz hepsinde "Ümmetimi isterim" diye cevap verdi. Allahü teâlâ "Hep ümmetini istersin" buyurunca, O; "Ey Rabbim! Dileyen benim. Veren Sensin. Cümle ümmetimi bana bağışla" diye talep etti. Cenâb-ı Hak; "Eğer ümmetinin hepsini bu gece sana bağışlarsam, benim rahmetim ve senin izzetin zâhir olmaz. Bir kısmını bu gece sana bağışladım. İki kısmını tehir ettim. Kıyamet günü sen dileyesin, ben bağışlayayım. Tâ ki, benim rahmetim ve senin izzetin belli olsun" buyurdu. Sevgili Peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde buyurdular ki: "O gece Allahü teâlâdan cümle ümmetimin hesabını bana ısmarlamasını istedim. Hak teâlâ buyurdu ki, (Ya Muhammed! Bundan muradın odur ki, hiç kimse, ümmetinin kabahatlerine muttali olmasın. Benim muradım odur ki, sen şefkatli peygambersin, yabancılara olduğu gibi, senden dahi kabahatleri ve çirkin işleri örtülü olsun. Ya Muhammed! Sen onların yol göstericisisin. Ben onların Rabbiyim. Sen onları yeni gördün. Ben evvelden ebede onlara nazar ettim ve nazar ederim. Ya Muhammed! Eğer senin ümmetin ile söyleşmeyi sevmeseydim, kıyamet günü onları hesaba çekmezdim. Büyük ve küçük günahlarını sormazdım.) Allahü teâlâ buyurdu ki: (Ya Muhammed! Mübarek gözünü aç ve ayağının altına nazar eyle.) Baktım, bir avuç toprak gördüm. Hak teâlâ buyurdu ki: (Cümle var olan şeyler senin ayağının toprağıdır. O toprağı mı dostun huzuruna getirdin? Bir dost eteğine bulaşan tozu bağışlamaktan bana, senin ümmetini bağışlamak daha kolaydır." *** Daha sonra Peygamber Efendimize cennet ve cehennem gösterildi. Cehennemin birinci tabakasının kendi ümmeti için olduğunu öğrenince, Alemlerin Efendisi ağlamaya başladı. Mübarek başından sarığını çıkarıp şefaate ve yalvarmaya başladı. Ümmetinin zayıflığını ve böyle azaba takat getiremeyeceğini söyleyerek o kadar çok ağladı ki, Cebrail Aleyhisselam ve cümle melekler de beraber ağlaştılar. Allahü tealâdan hitap geldi ki: "Ey Habibim. Senin hürmetin ve kıymetin benim katımda büyüktür, duan kabul olunmuştur. Hatırını hoş tut. Seni muradına eriştirdim. Sana öyle bir makam veririm ki, pek çok sayıda asileri, senin şefaatin ile bağışlarım." *** O tek cilt kitap, gerçek sevgiyi anlatıyordu. Anlamakta zorlanacağımız kadar büyük ve görkemli bir sevgiyi... Bize sadece, bu sevgiye hayranlık duymak ve bu sevgiye layıkıyla tutunmak düşüyor... Kurtuluşumuz bu sevgide... Gerisi boş.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.