Laleden krizler...

A -
A +

Cağaloğlu'ndan sahile inip, Yenikapı üzerinden devam ediyorduk her gün. Manzara tek kelime ile faciaydı... Güzelim ‹stanbul çöp dağlarına teslimdi... Bir tarafta deniz, diğer tarafta tarihi yarımada... Arasında da haftalardır toplanmayan çöpler... Turistler fotoğraf çekiyordu... Şehir kokuyordu... Pis kokuyordu... Farelerin kol gezdiği çöp dağlarının üzerine kireç dökülüyordu salgın hastalıkları önlemek için... Hani çöpçülerin milletin kesesinden astronomik ücretler aldığı dönemdi... "Sosyal adalet" dönemi... Kimin zamanıydı? *** Sular akmıyordu... Kabahat iklimdeydi. Yağmur yağmıyordu çünkü. E o zaman yapacak bir şey yoktu. İstanbul susuzluktan kırılıyordu. Bırakın diş fırçalamayı insanlar duş alamıyordu. Temizlenemiyordu. Çeşmeden su ak-mı-yor-du... Ama olsundu; yönetim emin ellerdeydi. Akredite ellerde... Kimin zamanıydı? *** İki yakası bir araya gelmeyen memlekette iki kıtayı birbirine bağlamanın ne anlamı vardı? Çıkıp aslanlar gibi "tepki" koydular... Köprü için önce "Yaptırmayız" dediler... Sonra "Sattırmayız" dediler... Allah'tan hem yapıldı... Hem satıldı... Üstelik iki köprü az geliyor... Hayatları boyunca "Yolsuzluk" var deyip, memleketi "yolsuz" bırakmaktan geri durmadılar... "Yol" yapana karşı çıktılar... İş başına gelince, işin çivisini çıkardılar... Yolun, köprünün, kavşağın, geçidin yapılmadığı bir zamandı... Kimin zamanıydı? *** Şimdi sürekli korkanların penceresinden bakalım ‹stanbul'a ve hayata: "İstanbul'a 8 milyon küsur lale dikilmiş... Bu gerçekten bir kriz... Kesinlikle "yolsuzluk" var! Meydanlara çıkıp hesabını sormalıyız... Bütün sivil toplum örgütleri bir araya gelmeli, bilimsel veriler toplanmalı, sosyal, çağdaş ve lütfen demokratik hukuk devletinde yaşadığımızı hatırlatmalı ve bu tehlikeli gidişe son vermeliyiz... Eğer yönetim bunlara kalırsa, her şey elden gider... Bu düpedüz gericilik. ‹rticanın ayak sesleri. "Lale Devri" geri geliyor. Olacak şey değil... *** Güya 3. köprü yapılacakmış, tüp geçit yapılacakmış, on milyonlarca ağaç dikilmiş, su problemi bitmiş, yüzlerce kavşak- köprü- geçit yapılmış, alt yapı hallolmuş da... İşleri yok lale dikiyorlar... Kimin zamanındayız yahu... Bu gidiş çok tehlikeli..." *** Krizleri seviyorum... Açığa çıkarıyor... Her şeyi ve herkesi... Allah'tan milletin vicdanı var... Tarihi de milletin vicdanı yazıyor zaten... Emin Oktay'ın yazdığını hatırlayan var mı? *** Bu bir sevgi yazısıdır. İstanbul'u ve laleleri çok seviyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.