Müzedeki asalet

A -
A +

Geçtiğimiz Cumartesi... Hafif yağmurla beraber, Topkapı Sarayının bahçesinde, dışarıda bulamadığım huzurla karşılaşıyorum... Soğuk... Ama temiz bir hava... Son derece tenha... Huzuru doğru yerde aramak aklımıza gelmediği için... Son derece tenha... Bir avuç çekik gözlü turist... Birkaç benim gibi yolunu şaşırmış yerli... Ama herkes bulunduğu yerden memnun bir hal içinde... *** Koca Osmanlı... Büyüklüğün yegane örneği... Büyüklüğün asaletten doğduğunun ispatı... Ve parayla, cesametle büyük olunamayacağının... Koca Osmanlı... Kılıç ve tüfek kabzalarında bile insana ve hayata dair bir anlayışı nakış nakış işlemiş... Ve o ölümcül silahlarla hayat dağıtmış... Adalet ve huzur tohumları saçmış yeryüzüne... *** Yeryüzü yokluğunun acısını yaşıyor şimdi... Onun bıraktığı coğrafyalarda, onun hasreti çekiliyor... *** Hafif yağmurla beraber, Topkapı Sarayının bahçesinde, dışarıda bulamadığım bir huzuru yaşıyorum... Bana kendimi hatırlatıyor... Bir zamanlar ne olduğumu... Ve şimdi ne olmam gerektiğini... Mukaddes Emanetler Dairesi'nden yayılan Kur'an sesi, huşu içinde kendisine çekiyor duyanları... Osmanlı asaletinin kaynağı sergileniyor burada... O kabzalardaki ruhun kaynağı... Ucundan merhamet ve saadet damlayan mümtaz kılıçlar... Efendimizin... Hazreti Ebubekir'in, Hazreti Ömer'in, Hazreti Osman'ın, Hazreti Ali'nin... Osmanlı'nın izinden gittiği kahramanların nişaneleri... Osmanlı'yı kahraman yapan rehberler... Asalet yani... Aseletin ve büyüklüğün ruhu... *** Hafif yağmurla beraber çıkıyorum Saray'dan... Dışarısı... Onların bıraktığı gibi değil... Biz onların bıraktığı gibi değiliz... Ama... Onların çocuklarıyız... Dünyanın yegane ümidi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.