Bitlis gibi Doğu'nun en fazla geri kalmış illerinden birine "Fen Lisesi" açılması, elbette kulağa hoş geliyor. Eğitim şart ya! Ama okulla iş bitiyor mu? Siz gelişmiş illerin ve öncelikle de İstanbul'un okullarında ne yetiştiğini sanıyorsunuz; bırakın Doğu'yu... Her biri ticarethane mantığıyla yönetilen, insan değil, puan canavarı yetiştiren kolejler ve onların gölgesinde kalmış, adı hep kapı önlerinde uyuşturucu satılması, çete olayları vs. ile anılan devlet okulları... Demek ki okulla iş bitmiyor. Okul dediğin binadan ibaret... Hâlâ adı sanı bilinmeyen yerlerden sınavlarda ilk sıralara yerleşen öğrenciler çıkıyor. Nasıl oluyor bu? Çocuğun içindeki öğrenme arzusu, öğretmenin kalitesi ve idealistliği vs. Kolej duvarlarına asılan ve kaç tane öğrencisinin ne gibi başarılar kazandığını anlatan reklam brandaları bana "Büyük ikramiye bayimizden satılan bilete çıkmıştır"ı hatırlatıyor. Bir yönetici öğretmen demişti ki bana: "Üniversite sınavlarında yüksek hedefleri olmayan öğrenciyi almayız biz..." "Adam yetiştirmek" peşinde değil, "başarı" peşinde bir zihniyet... Bu ülkenin neye ihtiyacı var? "Başarı" nedir? *** Bitlis gibi Doğu'nun en fazla geri kalmış illerinden birine "Fen Lisesi" açılması, elbette kulağa hoş geliyor. Ama asıl hoş olan ne biliyor musunuz? Bu okulu yaptırıp devlete devreden adam, yani Hikmet Kiler, oradan yıllar önce İstanbul'a göçmüş, yılmamış çalışmış, oğullarıyla birlikte inançlarının gücüyle sıfırdan koca bir holding kurmuş. Şimdi Bitlis'ten yıllar önce "Ya nasip..." deyip çıkan ailenin, Bitlis'te camisi ve okulu var isimlerini yaşatan. Memleketleri için çırpınmalarının detayları bu sütunlara sığmaz... Peki bu aile "adam" olmanın tahsilini nerde yaptı? Bu ailenin "başarı"sının sırrı ne? Kaç puanla ölçülür? *** Demek ki... 1- Doğu'ya önce Doğu'nun yetiştirdikleri sahip çıkacak... 2- Demek ki, okuldan çok "adam"a ihtiyacımız var. 3- Ve "adam" yetiştiren okullara...