"Osmanoğulları ailesi, diğer Avrupa hanedanları gibi değildi. Muhtelif bankalarda hazır milyonları yoktu. Bizzat son hükümdar bile fakr-u zaruret içinde öldü. Çıkarken hazineyi boşaltabilirdi, doğrusu bu onursuzluğu işlemedi. Hanedan üyelerinin önce mücevherleri satıldı, sonra geçinmek için münasip işler bulundu." *** "Elli yıllık sürgün döneminde Osmanoğulları, ne devlet ne millet aleyhinde kampanyalar yürüttü, ne Türkiye aleyhine çalıştılar ne de maddi imkânsızlıklara rağmen yüz kızartıcı bir hayat süren çıktı." *** "15. asırda, Rönesans'ın ortasında bizim karşımıza bir büyük Rönesans hükümdarı çıkmıştır. 15. yüzyıl Rönesans'ının devlet yöneticisi, hükümdar portresi nerededir derseniz, Fransa'ya, Roma'ya bakmayın. O portre İstanbul'dadır. Bu çok açık bir gerçektir. Bunu da ben söylemiyorum, başkaları söylüyor. Şimdi burada birkaç dil bilen, tarihler okuyan, musikiler dinleyen, Şark'a ve Garb'a açık, kendi emperyal protokolünü kendi kendisi çizen, sarayını buna göre tersimleyen mütevazı da olsa bir büyük hükümdar vardır. Ve o ateşli silahları kullanan bir ordunun başındaki mareşaldir. Bu da çok önemli. Babası da mareşaldi, dedesi de mareşaldir, büyük dedesi de mareşaldir; fakat Fatih ateşli silahların kullanıldığı muasır bir ordunun mareşalidir. Ve bütün bu özelliklerinin etrafında bu genç insanın, bu dâhinin çizdiği hükümdar portresi son derece orijinaldir. Bundan bize ne kalır? O örneği takip edelim yeter. Sorunları halledersiniz. Çünkü bazı sorunlar; maalesef kasabalının görüşüyle değil, bir imparatorluğun görüşü ve tersimciliğiyle halledilir. O zaman mirası kullanalım." *** "Tarih isteseniz de istemeseniz de, orada sizin küplerinizde duruyor. Tarihi cehaletten dolayı reddettim deyince, reddedildi zannedilir. Bazıları Osmanlıyı reddederim diyor. Adam zannediyor ki, pasta keser gibi tarih yapılabilir. Mümkün değil! Böyle bir şey olabilir mi? Bir kere Cumhuriyetimizi kuranlar; Osmanlı paşaları, Osmanlı Erkân-ı Harbiyesi'dir. Demek ki, redd-i miras sosyal düşünceye, sosyal realiteye uymayan bir şeydir." *** Bu paragraflar, "Son İmparatorluk Osmanlı" yani, İlber Ortaylı'nın "Osmanlıyı Yeniden Keşfetmek" dizisinin ikinci kitabından... Şimdi her gün havaların biraz daha soğuyacağından haber veriyor raporlar. Bulutlu günler yaşayacağız. Kapalı mekânlarda geçecek vaktimiz. Okuma vakitleri artacak... Alın size aydınlık tarihimizden bahseden bir kitap... Ortaylı sohbet eder gibi yazmış... Bir solukta bitiyor...