Onları hiç ağızlardan köpükler saçılırken görmedim... Üsluplarını hiç bozmadılar. Kendi konularıyla ilgili ülke çapındaki tartışmalarda bile, inandıkları ve doğru bildiklerinden taviz vermediler. Bizim nefret ettiğimiz "usta politikacı" tipinden çok uzaklar... İyi ki de uzaklar... Onların dördünü son iki ayda Bab-ı Âli Toplantılarında, birini ise Gönül Dostları Toplantısında tanıdım. Tarım Bakanı Mehdi Eker, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Enerji Bakanı Taner Yıldız, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Devlet Bakanı Ali Babacan'dan bahsediyorum... Bu listeye alınacak başkaları da vardır elbet ama... Seçim atmosferine girdiğimiz şu aylarda bu beş bakanımızı dinleme ve anlama fırsatı buldum. Onun için onlarla şekillenen düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. "Adam"lığın en önemli sıfatlarından biri olan mahcubiyete sahipler. Yani karşılaştığınız zaman o üzerlerindeki ağır siyasi kimlikten sıyrılıp "insan" gibi sizinle iletişim kurabilmek için gayret ediyorlar. Karşılarındaki insanı kimlikleriyle ezeceklerinden ürküyorlar. Ne güzel... Bakanlıklarından çok, insanlıklarını görüyoruz karşılaşınca. Ben öyle çok sıcakkanlı bir insan değilim ama, en azından bir el sıkışmak için gayrete geldim. Konuşmaya başladıklarında işlerine hakim olduklarını, doğru bildikleri yolda kararlı olduklarını, herkesi dinleyip anlama ve herkese de anlatma arzusu içinde olduklarını görüyorsunuz. Sesleri, üslupları, beden dilleri mütevazı... Fakat bu mütevazılık acziyetten değil, insana saygıdan ve inanmışlıktan geliyor. Planları var, hedefleri var, bu ülkeye ve bu ülke insanına sevgi ve güvenleri var. Bu siyasetçi tipini Rahmetli Özal'la görmüştük... Kesintiye uğradı fakat AK Parti kaybedilen zamanı geri kazanmış görünüyor. Mehdi Eker'i dinleyince tarım ve hayvancılıktan, Recep Akdağ'ı dinleyince sağlıktan, Taner Yıldız'ı dinleyince enerjiden, Mehmet Şimşek'i dinleyince maliyeden, Ali Babacan'ı dinleyince yeni siyaset biçiminden umutlu oluyor insan... Ne hormonlu gıdadan, ne nükleer santralden, ne salgın hastalıktan, ne ekonomik krizden ürküyorum artık. Türkiye her şeye rağmen emin ellerde...