Dünya, akıl almaz bir maceranın sahnesi... Düne bakabiliriz... Koskoca bir Osmanlı için söylenecekler, yazılacaklar bitebilir mi? Veya o tarih içindeki şaşılacak olaylar... Türklerin macerasını düşünün... Orta Asya'dan çıkıp gelişlerini... Malazgirt'i... Söğüt'ü... Çanakkale'yi... Kurdukları ve yıktıkları devletleri... Mısır'ı düşünün. Piramitler ve gerisindeki ruh hali... Dünya savaşlarını düşünün... Birincisini, ikincisini... Hitler'i... Ekim Devrimini... İngilizlerin Hindistan'da işi ne? Fransızların Cezayir'de yaptıkları... Yakına gelin... Orta Doğu'da hardal gazı... O meşhur fotoğraf... İkiz kuleleri düşünün... Çılgınlığın zorladığı sınırlar... Irak'ı, Saddam'ı düşünün... Amerikalı, İngiltereli bazı asker kılığına bürünmüş "şeref"ten, "insan"lıktan, "haysiyet"ten uzak "melun" mahlukların esir askerlere reva gördüklerini düşünün... Bugüne bakabiliriz... Kıbrıs'ın halini düşünün... Ne olacağını... Avrupa Birliği kapısındaki ihtimal hesaplarımızı... Fasulyeden oynamaya razı bakışımızı... Birşeylere -içimize sinmese de- yılların birikimi yüzünden mecbur ve mahkum oluşumuzu... Bazen gerektiğinde -içimizden gelse de- diklenemeyişimizi... Fenerbahçe'nin Trabzonspor'un halini düşünün... Beşiktaş'ın tam malı götürecekken mızıkçılık yapıp "ben oynamıyorum" deyip, topu bu ikisinin arasına atışını düşünün... Bütçesi ve tantanası malum Vestel Manisa için "Bu sene kesin" derken; deprem ve trafik kazası mağduru Sakaryaspor'un üç hafta önceden Süper Lig'i garantilemesini... Düşünün işte... Ne kadar çok starımız olduğunu düşünün... ..... Sanki... Düne doğru bakınca, gepgeniş ve hayret ve dahi dehşet uyandıran... Bugüne bakınca dapdaracık ve kasvetli... Yarına bakınca belirsiz... Allah'tan ümit kesilmez... ..... Ve sonra yarın dediğimiz şey... Kimin yarını? Parantezi bir çığlık açar... Bir mezar taşı kapatır... Arası, edebiyat için ne verimli bir coğrafyadır! Ve önemli olan, insanın kendisinin tarihi!