Pardon! Kimsiniz?

Bir insanı değerli kılan nedir? Önemli oluşu mu? Zengin oluşu mu? Şöhreti mi? Bunların hepsi "değerli" olmak için birer sebeptir ama tek başlarına yetmezler... Değer biçmek için, hayata ve insana bakış açısını gözden geçirmek lazım. İşte buradan bakınca "Bond" ekibinin ülkemizde sergilediği tavırlar, "değer"i yerlerde süründürmüştür. Zat-ı muhteremler basın toplantısı yapacaklar. Pardon lütfedecekler. Çok sıkı bir güvenlik. Özel soru sormak yok. Özel fotoğraf çekmek yok. O tarafa fotoğrafçılar giremez. Bu tarafa muhabirler giremez. Kimsiniz siz? Beyler yemek yemeye bir lokantaya gidiyorlar. Kapıda gazeteciler olduğunu öğrenince lokanta sahibini fırçalıyorlar. Kimsiniz siz? Ama biz ülkemizdeler diye pek bir mutluyuz. Reklamımız olacak. Tanıtımımız olacak. Bu nasıl reklam ki, Türkiye'de çekilen sahneler hep tarihi mekanlar, çarşı pazar ortamları yani bir Ortadoğu ülkesi algısına vurgu... Görülmesini istediğimiz Türkiye bu mu? Sonra bir afra tafra ki yanlarına yaklaşılmıyor... Ve biz bu kibire, bu şımarıklığa müsaade ediyoruz. İçimize sindiriyoruz. "Türkiye çok güzel. İstanbul harika. İnsanlar çok misafirperver..." Bu sözleri duyduk mu, ayağımız yerden kesiliyor. Fakat bu sözler maalesef lafta kalıyor. *** Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir ve Yenilmezler. İstanbul'un çarpık yapılaşmasını anlatan belgesel film, dikkate değer görüntüler ve analizler sunsa da ideolojik bakış açısının subjektifliğinden kurtulamamış. Evet şehir elden gitmiş ancak bunun suçlusu sadece devlet veya hükümet/ hükümetler değil. Biz de kabahatliyiz. Gecekonduları ve Boğaz manzaralı kaçak villaları kimler yapmış? Her boş yere çirkin binaları dikenler kimler? Çarpık kentleşme çarpık bakış açısıyla beyaz perdede. Konuya ilgi duyanlar için... Yenilmezler ise haberde de verdiğimiz gibi ortaya karışık imalat kahramanların geçit resmi. Görüntü, ses ve aksiyon şov. Demir Adam, Kaptan Amerika, Hulk... Velhasıl uydur uydur ipe diz... İyi seyirler.