Satılık!

A -
A +

Hayata gönül gözüyle bakardık... Açısını matematiğin tarif edemediği bir sonsuzlukta... Rüzgârı hisseder, kokusunu duyardık toprağın... Bir hoyrat bahar okşardı her daim ruhumuzu; devrik cümlelerin sarhoşluğunda... Üç nokta koyardık hep; kapıları aralık bırakışımızdan mülhem sözümüzün sonuna... Kesip atmazdık; ola ki ve aslında illa ki bir bilen bulunurdu bizden ötede... "Edep yahu..." başımızda taç... *** Gönül gözüyle bakardık hayata... Halimiz çok sevmekti ve adam gibi üstelik... Böyle tarif edilirdik... *** Bütün doğrular için bir hiza lazımdı; bizimkisi ölümdü... "Satılık" tabelası yoktu lügatimizde, ticaret yaparken bile... En fazla ederi üç kuruştu, hediyesi beş kuruş veya... Neye yarardı ki, bizimle sonsuzluğa gelmeyecek olan!.. *** Rüzgârı hisseder, kokusunu duyardık toprağın... Upuzun bereketli ömürlere bir dolu sevinç ve huzur sığdırırdık... Ve paylaşırdık... Bir kılıç ve bir gonca gül arasında dokunduk onun için... Kılıca yaslanıp, gülü gösterdik... *** Sonra bir şey oldu... Fakat ne zaman oldu hatırlamıyoruz... Ve nasıl oldu anlamıyoruz... Domates her mevsim var/nokta Ama tadı yok/ünlem Her şeyin sonunda tek nokta veya ünlem... İçimizi karartan düzgün cümleler... *** Şimdi... Boy boy kavanozlar... Otuz yedi ekran... Elli bir ekran... Yetmiş ekran... İçinde bir dolu hayat; ruhumuzu banıyoruz dışından... Ve artık biz her şeyi biliyoruz... *** Bütün doğrular için bir hiza lazımdı bugün bile... Bulduk: Satılık...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.