Serin sarı

A -
A +

Şehrin bütün sarı yaprakları... Serin ve nemli... Yüreğime düşüyor; erken bir sonbaharın ortasında... Hüzün topluyorum yürüdüğüm yollardan... Herkes gibi, herkesin arasında... Eskice bir pardösü, üzerimde iğreti... Ellerim ceplerimde; ellerim utangaç... Yürüyorum; yüreğimde yapraklar... Yürüyorum, yüküm artıyor... *** Çocuktum ben de; işte ilk mektebim... Önünden geçmiyorum. Ama orda, dikkatli bakarsanız; sarı eski bina... Gençtim ben de; işte aşkımı yolladığım postane... Merdivenlerinden uçarak çıktığım... Şimdi yanına yaklaşamadığım... Sarı postane... *** Sarı mı bütün geride kalanlar; eskimiş ve sararmış mı yoksa? Yoksa ben mi eskimişim, sonbahar sarısında? Yapraklar sarı... Üşümek sarı... *** Bulut mavisi... Kar beyazı... Bahar yeşili... Gül kırmızısı... Ve dahi kan kırmızısı... İdim... Ben rengarenktim... Üşümezdim... *** Kelimelerim de renkliydi... Siyah beyaz bir fotoğrafı anlatırken bile... *** Sormaya korkuyorum... Ben bu uzağın içinde ne arıyorum? *** Sarı, nemli, cansız yapraklar... Yüreğimde çoğalıyor... Yürümek zorlaşıyor... Akşama kalmadan bir kapı bulmalıyım açılacak... Bir kapı, yabancı gelmeyen... Yabancı olmadığım... *** Ya da... Vazgeçmeliyim aynaya bakmaktan...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.