Sevgiliye köle olunmaz mı?

A -
A +

Öğretmenleri ikiye ayırmak mümkün... "Sevgili" olanlar ve diğerleri. Diğerleri "geçim" gailesiyle öğretmeyi "meslek" olarak seçenler... Ve öğretmenliği "meslek"ten ibaret sayanlar. Onlar mahallemizin kasabı, manavı, bakkalı gibi hayatımızın figürleri. Ama o kadar. "Öğretmen"ler günü münasebetiyle onlar hakkındaki detaylı düşüncelerimi mahfuz tutuyorum. Ve fakat "sevgili" olanlar... Hatırladığımızda veya karşılaştığımızda içimizi titreten, önümüzü iliklemekten çok, koşup boynuna sarılmak arzusu ile dolduğumuz, hayatımıza yön ve biçim veren müstesna isimler... Haydi düşünün. Hayatınızdan kaç "sevgili öğretmen" geçmiş... Kaç "sevgili öğretmen" size öğretmeye devam ediyor... Hayat kocaman bir okul... Ve ölüm mezuniyet. *** Haydi düşünün ve hayatınızı anlamaya çalışın... Benim hayat okulumun müdürü kim diye düşündüğümde, aklıma tartışmasız ve şüphesiz sevgili ağabeyim, patronum, hocam ve her şeyim Enver Ören geliyor. Rehberlik öğretmenim Prof. Dr. Ekrem Ekinci mesela... Hangi soruda bilgisizliğimin farkına varsam bir telefon kadar yakın. Onun yerinde olsam bu kadar cahil bir öğrenciyi çoktan sepetlerdim başımdan. Ama o bir öğretmen. Daha doğru ifadeyle "hoca"... Bilgisini cömertçe paylaşmanın mutluluğu sabrını arttırıyor sanırım. O kadar çoklar ki... Saymakla bitmez. Arkadaşlarımın çoğu, benim farklı farklı sahalarda hocalarım... Çocuklarımın öğretmenleri arasından dost olup talebeliğine yazıldığım birçok isim var. Onlar "sevgili öğretmen"ler. "Paylaşmak" ve "faydalı" olmak için "kayıt" şartı aramıyorlar. Haydi düşünün. "Sevgili" olanları düşünün... *** "Sevgili"ye köle olunmaz mı?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.