Geçen gün bir radyoda tanınmış hanım yazar beylik cümlelerle Türk toplumunun okumadığını anlatıyordu. Öyle bir eda vardı ki sesinde, "Milletimizin cahilliği ortada. Biz bir avuç seçkin ne yapabiliriz ki?" diyordu sanki... Hâlbuki şu sıralar feci halde okuyoruz. Onlara rağmen, onların Türkiye'yi frenlemek ve kendi konforlarını sürdürmek iştahlarına ve arsızlığına rağmen. *** Aslında Ergenekon'un ne olduğunu ve nasıl sonlanacağını merak etmeye gerek yok. Manzarayı görmek için gözlüklerimizi silmemiz gerekiyor. O zaman kapatma davasını da anlarız, Ergenekon'u da... Geri kalmışlığımızı, az gelişmişliğimizi, Batılılaşmak için yırtınırken seçkinlerimizin bir anda niye vazgeçtiklerini... Solcuların neden ulusalcılık adı altında milliyetçi olduğunu... *** Unutun bugünün gündemini ve bir haftanızı ayırıp şu kitapları okuyun lütfen. Geç okudum; geç kalanlara tavsiye ediyorum: Yavuz Bülent Bakiler'in "Gidenlerin Ardından" kitabı, net bir Türkiye manzarası çıkarmamıza yardımcı oluyor. Üstelik 2. baskısı 2006'da yapılmış kitabın. Hani, "tam da zamanıdır; çok satar" diye alelacele gündemin üzerine internetten köpürtülmüş bir kitap değil. Zaten Yavuz Bülent Bakiler'den bahsediyoruz. Bu kitapta bir Halit Kıvanç hatırası var. Okuyunca internetten birbirinize yollarsınız. Sonra Cumhuriyetin ilk döneminde yazılan bazı şiirler var ki; dudak uçuklatacak cinsten... *** Tarık Buğra'nın Yağmur Beklerken romanı birkaç kez okunmaya değer... Şu sıralar kafası karışıklar için ideal bir liman... Başınızı okşar ve aklınızı olması gereken yere getirir. *** Ilgaz Zorlu'nun "Evet Ben Selanikliyim" ile Murat Bardakçı'nın "Şahbaba"sını unutmamak lazım. Osman Ulagay'ın "AKP Gerçeği ve Laik Darbe Fiyaskosu" da milletten kopuk olanları anlayabilmek için çok önemli. *** En sonunda ise, rahmetli Bahaeddin Özkişi'nin "Köse Kadı"sını tekrarlayın bence... Ezilen duygularınıza iyi gelir. *** Biraz hafızamız zayıf... Hepsi o... Yoksa... Sır yok. Aramayın. Milleti adam yerine koymayan bir avuç seçkin var başından beri; hepsi o...