Takvimdeki hayat

A -
A +

Yeni bir yıl... Hücre duvarına atılan yeni bir çentik... Çarpılar çoğalıyor... Hepsi bu... Ne kadar renklendirmeye çalışırsan çalış... Nihayetinde, sınırları olan bir çerçeve içinde... Ve karşında üzerindeki çarpılarla, mahkumiyeti anlatan bir duvar... Duvarın ötesi... Ötesi mutlaka var! Esaret demeye dilin varmıyorsa... Hayat de; ne değişir? Üstadın anlattığı gibi; "...Ta karşımda, yapraksız, Kullanılmış bir takvim... Üzerinde bir resim: Azgın sonsuz bir deniz; Kaygısız, düşüncesiz, Çalkalanıyor boşlukta. Resimdeyse bir nokta: Yana yatmış bir gemi... Kaybettiği âlemi Arıyor deryalarda. Bu resim rüyalarda Gibi aklımı çeldi: Bana sahici geldi." Sahici gelir... Ama değildir... Duvarın ötesi mutlaka var! Ve çentikler bir gün duvarı deler... Duvar yıkılır... Takvim düşer... Sahici gelenin rüya, rüyanın gerçek olduğunu anlarsın... Yeni bir yıl, hücre duvarına atılan yeni bir çentik... Yıkıcı bir çentik... Bu yıl neler oldu? Yeni yılda neler olacak? Savaşlar ve barışlar... Krizler ve mutluluklar... Hepsi hikaye... Duvarın ötesinde bizim için ne var? Bizi ne bekliyor? Ve hangi çentik yıkacak duvarı? "...Bu mahşerin içinden, O gün ben de geçtim, ben; Nem varsa, evim, anam, Çocukluğum, hatıram Ve ne sevdalar serde, Bıraktım gerilerde, Kaçar gibi yangından. Rüzgarların ardından, Baktım da süzgün süzgün, Kurşun yükün gönlün, Tüy gibi hafiflettim, Denize hicret ettim..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.