Dünya hayalden ibaret. Topraktan geldik, oraya gidiyoruz. Hiçbir geleneksel ve modern gayret, bırakın ölümü, yaşlanmayı bile engelleyemiyor. Spor yapıp, sağlıklı beslenirsen, sağlıklı ölürsün; hepsi bu! Nemrud, firavun, kral, padişah, cumhurbaşkanı, başbakan... Ne olursan ol... Dünyanın en zengini ol... Fayda etmiyor. Ölüm geliyor. Ama kazık kakma gayreti, bu gerçek karşısında insan denen mükemmel mahluku, aklına, fikrine, kalbine ve ruhuna rağmen "ahmak" derecesine düşürüyor ki; her sabah aynada almamız gereken ders bu! Ahmak mıyız? Bir hayale bu kadar hırs ve arzuyla tutunarak "ahmaklık"ta ısrar mı edeceğiz? Ediyoruz işte! Hem de bal gibi... Bir ev daha... Bir araba daha... Bir masa daha... Bir dükkan daha... Bir oyuncak daha... Sebep? Üstünlük tasası... Kime karşı? Komşuna, arkadaşına, yoldaşına, akrabana, çevredekilere... Sonra? Sonrası yok! Ölüm var. Mezar taşın da afili olsun istiyorsan; şimdiden yaptırıp koy kenara bilmem ne mermerinden... Arkandakilere güvenme... Diyorum fakat, bunlar tesirsiz sözler... Çünkü söyleyen o hayalden uyanacak ki; lafının tesiri olsun! Uyanırız inşallah...