Geçen hafta, Van'dan uçakla İstanbul'a gelene kadar, gözümü kırpmadan aşağıları, yani memleketimi seyrettim... Bitlis ve çevresindeki tabiî ve tarihî güzelliklerin hayret vericiliği karşısında bir önceki yazıma başlık olarak "Akıllara ziyan!" demiştim ya... Bu, yukarıdan memleketi seyretme hadisesi de, gerçekten akıllara ziyan! Anadolu bir uçtan diğer uca, toprak rengi bir tablo sanki... Yeşilsiz... Grinin ve kahverenginin her türlü tonu, insanın içine kaskatı oturuyor... Tema Vakfı bağırıp çağırıyor "Türkiye çöl oluyor" diye... İnanın yeterince anlamıyor, anlayamıyoruz. Bu çağrının nasıl bir canhıraş feryat olduğunu hissetmek için, tepeden seyretmek gerekiyor demek ki... İnandığı ile yaptığı arasında bu kadar fark olan başka bir millet var mıdır acaba? Yeşili sevmek ve korumak anlamında, manevi değerlerimiz, dinimiz, ahlâkımız, geleneklerimiz neler söylüyor halbuki... Ve biz de bunu kabullenip, yeri gelince erdemli pozlar takınıp teyid ediyoruz doğruluğunu... Ama gereğini yerine getirmiyoruz... Şehirlerimizde, mesai saatleri dahilinde yaşanan kalabalık, elleri arkasında çarşı pazarda, yolda caddede dolaşanların çokluğu, kahvehanelere gösterilen itibar, hem işsizliğimizin ve hem de çalışkan olmadığımızın ispatıdır. Ve buna rağmen, kabahati sürekli beceriksiz topuk paslarıyla, devlete, hükümete, talihe, düzene atışımız da, bir şeyleri düzeltme niyeti ve çabamızın olmadığının göstergesi... Haklı olabiliriz... Devlet yeterince sahip çıkmamış, hükümetler başarılı olamamış, talihimiz yaver gitmemiştir... Ama... Nesiller boyu bunun anlamsız münakaşasını yaparak nereye varabiliriz? Yer, isim, tarih önemli değil. Doğudan müteşebbis bir arkadaş sohbetimiz sırasında "Bulunduğum şehrin ilk üretim tesisini açtım. İşe aldığım insanlar bir müddet sonra şikayete ve işi bırakmaya başladı" dedi... Haydi sebebini tahmin edin... Sebep müthiş! Diyor ki işi bırakmak isteyen vatandaş patronuna: "Kardeşim sen bizi çalıştırıyorsun. Ben böyle olacağını tahmin etmemiştim. Devletten bir iş bulduk mu, maaşımızı alıyoruz ve bu kadar yorulmuyoruz. Hadi bana eyvallah..." Sonra... Kapamış fabrikasını... Üretim bantlarını İstanbul'a taşıma derdinde... Gelin çıkın işin içinden... Türkiye bir uçtan bir uca rengini kaybetmiş... Ama rengini kaybeden coğrafya değil, üzerinde yaşayan insanlar... Yani biziz...