Türkiye'ye de Türkçe'ye de yazık!

A -
A +

Muhtemelen Oktay Sinanoğlu'nun Bye Bye Türkçe kitabı ve bilhassa içindeki "Bir New York Rüyası" yazısı ile uyanan ve gaza gelen arkadaşların tepkileri ile ilgili geçen hafta yazdıklarım, şaşırtıcı bir manzarayı ortaya çıkarttı... (Kitabı ve o yazıyı herkese tavsiye ediyorum. İçinde bulunduğumuz yanlışlarla ilgili silkeleyici bir tarafı var.) Manzara şu: Bu arkadaşlar, yabancı kelimelere karşı belden aşağı usullerle savaş açarlarken, yepyeni bir Türkçe teklif ediyorlar... Ama diğer taraftan, "Türkçe konusunda her türlü desteğe ve öğrenmeye açığız" diyorlar. Hem konuyla ilgili yetersizliğini kabul edeceksin, hem de radikal çözümler dayatacaksın. Onların dilinden bazı kelimeleri paylaşmak istiyorum: Evrenkent (üniversite), tecim (ticaret) , türe (hukuk), türesel (hukuki), ilbeyi (vali), dinlengeç (radyo) , izlengeç (televizyon), basmaklık (klavye), ekin (kültür), sağıt (ilaç)... Depremci Profesör Ahmet Ercan'la, ne dediğini anlamakta zorlandığımız Sevgili Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer'e paralel bir dil... Ama halka paralel değil... Aksine 90 derece dik... Bu yeni dilleri başlı başına bir problem. Türkçeyi yabancı kelimelerden kurtarırken, anlaşılmaz, zevksiz, kaba bir dile çevirmeye çalışıyorlar. İkinci problem, dil bilgisi zayıflıkları. Ve kötüsü, bunu yeterince umursamamaları... Ayrılması gereken "dahi" anlamındaki "de"leri bile ayırmaktan acizler. Üçüncü problem ise, giriştikleri diyaloglardaki seviyesizlik... Unvanı, "www.sinanoglu.net http://www.sinanoglu.net Kayser İl öbeği Temsilcisi" olan İngilizce Öğretmeni arkadaşın mailinden bir bölümü yanlışlarına ve özensizliklerine dokunmadan aynen paylaşmak istiyorum: "Daha sonra; bu ülkede her türlü acayiplik gazeteleriniz de çarşaf çarşaf yer alabilirken, bizim haklı davamız ancak sizin tabirinizle "terör" boyutuna ulaşınca, sizinki gibi hırçın yazıların içerisinde yer alabiliyor. Belirtmek istediğim son şey ise biz böyle sizlerin gözüne gözüne sokmasaydık bu olayı sizin aklınıza bile geleeyecekti." Şimdi bu arkadaşımız öğretmen... Türkçe'yi bilmeden yabancı dil öğretecek. Ve insani ilişkilerde son derece yeterli olmayı gerektiren bir mesleğin mensubu... *** Bu gazete tarihi boyunca Türkçe davasında hep en önde yer almıştır. Bilmiyorsanız; öğrenin. Ne zaman aklı başında bir proje ve teklifle geldiniz de, bu sayfalarda yer bulamadınız? Geçelim. *** Manzarayı son olarak, Türkiye'de birçok alanda anlam bulan şu veciz ifadeyle özetleyelim: "Kurtarıcılardan kurtulmalıyız..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.