Zor Oyun

Senden Bana Kalan'da George Clooney, bir deniz kazasında eşini kaybeden adamı oynuyor. Ve biliyoruz ki, bu rolüyle oscara aday... İster istemez dikkatler onun oyunculuğuna yöneliyor. Sıradan, sakin, tepkilerini yetersiz bulduğunuz bir karakter var karşımızda... Fişi çekilmek üzere hastanede yatan eşinin kendini aldattığını öğreniyor. Üzüntü öfkeye, kıskançlığa ve karmakarışık duygulara itiyor. Diğer taraftan miras kalan büyük bir arazinin satış işi ve baş etmek zorunda olduğu iki kızı var. Film boyunca her an dozajı artacakmış gibi duran bir ritim ve her an içinde yaşadıklarını öfke patlamalarına dönüştürecek bir adam... Fakat bu beklentinin yerine insanı kuşatan ve kimi zaman iç burkan bir gerçeklikle o standart ritim üzerinde ilerliyoruz. Clooney'in rolünün hakkını verdiğini, dramla mizah arasında gidip gelen "gerçek insan" davranışlarını başarıyla sergilemesi ortaya koyuyor. Zihnimde kalan şu: Beklediğim bu değildi ama, bir bütün olarak yerli yerine oturtulmuş karakterler ve hayatı birçok açıdan sorgulayan güzel bir hikâye... Görmeye alıştığımız aksiyon, gerginlik ve psikolojik kalıplar yerine, "kahraman" olmayan bir adamı mükemmel oynaması George Clooney'in başarısı. Bu hafta "Fetih 1453"ün rüzgârından olsa gerek vizyona giren tek bir film var. Fakat o da esaslı bir film. Yıllardır beklediğimiz "Fetih 1453" gösterişli bir açılış yaptı. Filmin "tarihi" açıdan tenkidini Prof.Dr. Ekrem Ekinci geçen gün harikulade yaptı ve gazetemizde yayınlandı. Ekinci Hocam, tarihin ötesinde sinema bilgisi de yabana atılmayacak bir bilim adamı. Onun filmle ilgili yazdıklarının üzerine, çokça eleştirdiğimiz Muhteşem Yüzyıl'a atıfta bulunarak bir ilave yapmak istiyorum. Fatih ki, "Avni Divanı" ile padişah olmasa bile edebiyat tarihine geçecek bir usta şair... Kanuni'nin "Muhibbi" tarafını "Muhteşem Yüzyıl" öylesine güzel kullanıyor ki... Osmanlı'nın kılıçla gül tutan ellerini "ihtişamın" zaafı değil, aslında "sır"rı olarak ortaya koyuyor. Fetih 1453'de çağ açıp kapatan bir dehanın o şair yönü maalesef es geçilmiş. Aslında kullanılmış ama "aşk"ın ateşinden ve estetiğinden uzak bir acelecilikle... "Senden Bana Kalan", "Fetih 1453" gibi coşkun ve mutantan bir filmden sonra, vakti ve fırsatı olanlar için kaçırılmayacak bir seçenek. Dingin ve derin... İyi seyirler...