100 milyar-250 milyar-400 milyar

Türkiye'de idrakleri aksak çalışan, sayıca az ama gürültücü bir zümre var, korkan, korkutan, insanların umut ve heyecanlarını kemiren...Buyurgan, ültimatom verir gibi konuşan, ve hep gergin olan...Diğer yanda ise gerçek Türkiye var; başlıktaki ekonomik büyüklükleri üreten, koşan, çalışan, umud eden, heyecanlanan, kazanan,harcayan...Hayatın taa içinde olan, laf değil iş, korku değil ümit, gerginlik değil mutluluk üreten on milyonlarca insan. Şirket sahibi, tüccar, işçi, esnaf, ihracatçı, sanayici, atölye sahibi, lokantacı, otelci, tamirci... Türkiye bu insanların omuzlarında yükseliyor, gelişiyor, büyüyor. Ankara'nın bürokratik yapısı "şu elden gidiyor, bu elden gidiyor" diye tartışadursun, seçkinci zümre "Malezya mı oluruz, İran mı" diyerek korku ve kaos pompalayadursun, bu güzel ülke 100 milyar dolar ihracata ulaştı, biliyor musunuz? Gazetelerin birinci sayfaları kurmaca haberlerle "öküz altında buzağı" aramaya devam etsinler; Türkiye dünya ile 250 milyar dolarlık alışveriş yapıyor artık. Aydınlık 25 yıl evvel bu ülke yılda 2,5 milyar dolar ihracat yapıyordu. Bugun ise, 80 milyar doları sanayi ürünü olmak üzere 100 milyar dolardan bahsediyoruz. Kişi başı gelir 25 yılda dört kat arttı. Türkiye, -90'lı yılların berbat yönetimlerine rağmen- bu sürede hep ileriye gitti; geriye gidiyoruz diyenlere inat!... Dün açıklanan ihracat rakamları Türkiye'nin müteşebbis özel sektörünün, KOBİ'sinin şeref levhasıdır. Zihnini korkunun, sloganın, hezeyanın esaretine vermeyen, ülkesine ve kendisine güvenen sahici çoğunluğun eseridir. Felaket tellalları için üzgünüm; hevesleri kursaklarında kalmaya devam edecek. Zira bu ülke içine kapanan, iç ve dış düşman kuşkularıyla boğulan, sloganlarla güdülen bir ülke olmaktan çoktan vazgeçti. 1 trilyon dolar Milli Geliri, 500 milyar dolar dış ticareti hedefleyen ve ülkelerinin geleceğine inanan aydınlık insanlar var bu ülkede. Ve çoğunluktalar...