Neşet Ertaş'ın naaşının konduğu tabutun üzerine belediye kendi ismini 'deve dişi kadar' yazınca eleştirildi. Kızanlar haklı ama, Kırşehir bu konuda ne ilk örnek, ne de son... Evlendirme dairelerinde, parklarda belediyelerin dev tabelalarını, başkanların kocaman puntolu isim levhalarını görmeyen yoktur. Sadece belediyeler de değil... Zengin vatandaş bir okul yaptırır, üzerine kendinin ve eşinin ismini, duvarın yarısını kaplayacak şekilde yazdırır. Kimi hastanelerin cümle kapısında, bağış yapan hayırseverin isminin kapıdan büyük ebatlarda yazılması sıradan bir durumdur. Taze bir misal: Dün başka bir tatsız uygulama sebebiyle haber olan Gaziantep'teki bir okula, zengin bir vatandaş bağış yapmış ve okulun adının değiştirilerek kendisinin ve eşinin isminin 'caddeden görünür şekilde' yazılmasını şart koşmuş. Bunun gibi binlerce örnek var. Bir de açılış mübalağaları var. Açılışı yapılacak yerin önüne gerilen kurdelenin başında 20 kişi, sıkış tepiş diziliyor. Hepsinin elinde makas, kurdeleyi senkronize biçimde kesmek için uğraşıyorlar. Son zamanlarda bir başka gösteriş vesilesi de evlendirme törenlerinde şahit olarak siyasetçileri dizmek... Geçenlerde bir düğünde bakanlar, bürokratlar derken tam 11 şahit dizilmişti gelinle damadın yanına.. Bu misaller belki tebessüm ettiriyorlar ilk başta... Ama 'bir elin verdiğini diğerinin görmeyeceğini' bildiren bir manevi iklimin ülkesinde yapılan hayırların bu derece gösterişe alet edilmesi yüreğimizi burkmalı belki de... Debdebeden, şatafattan, gösterişten uzak durmayı nasihat eden bir dinin mensubu olduğunu söyleyenlerin gösterişi de aşıp sakilliğe doğru giden bu 'görünme ve gösterme' tutkusu için bir nefs muhasebesi yapmaları iyi olmaz mı? >>> Umutlu kongre AK Parti'nin kongresi ülkenin gündemini bir hayli değiştireceğe benziyor. Umut verici bir değişikliğin alametleri belirmeye başladı. Önce 'sahici demokrat' ve siyaseti en alttan yukarıya tecrübe ederek gelen Süleyman Soylu katıldı partiye... Sonra Anayasa Mahkemesi raportörlüğünden itibaren özgürlükçü ve sivil söylemiyle tebarüz eden Osman Can'ın AK Parti'de siyaset yapacağını öğrendik. Orhan Miroğlu ve Kemal Burkay gibi Kürt halkının vicdanı denilebilecek isimlerin AK Parti paralelinde siyaset yapmaları konuşuluyor bir yandan... Başbakan Erdoğan'ın kongre konuşmasının sivil ve demokrat Türkiye ümidini kuvvetlendirmesi bekleniyor. Bakalım Türkiye'de siyaset bu kongre sonrasında nasıl şekillenecek?