Perşembe günü, AB yolundaki Türkiye'nin dünya kenti İstanbul'da, "sadece çok yağmur yağdığı için", 40 km.lik yolu kat edebildiğim süre bu. Şehrin "en" ana arterini kullanarak işine ulaşma çabasındaki yüzbinlerce insan gibi... Üstelik bu 5 saat boyunca birkaç trafik polisi dışında kamuyu temsil eden hiçbir görevliye rastlamadan. Kent kültürünü, kent hayatını, kentin estetik görünümünü konuşmak filan çok güzel tabii. Ama bu şehirde yaşayanlar öncelikle "şehirde" yaşadıklarını hissedebilmeliler. Oysa Perşembe günü İstanbul, saatler boyu kendi haline terkedilmiş, akan sel sularına kapılan bir ağaç parçası gibi sahipsiz görünümdeydi. Yağış çoktu, ani bastırdı vs... tali sebepler, koca bir kentin saatler boyu çaresizliğe ve bilinmezliğe terk edilmesinin gerekçesi olmamalı. Ne yapacağını bilemez bir halde işine, toplantısına, uçağına, hastanesine yetişmeye çalışan insanlara, şehrin -üstelik de dünya şehri(!)- göbeğinde saatlerce çaresizlik içinde mahsur kalmalarının gerekçesini, kimse "ani gelen yağmur" ile açıklayamaz. ? Felaket mi? Deprem, kasırga gibi felaketlerin olağanüstü şartları ve olağanüstü yönetim tarzları vardır. AKOM da bunun için kuruldu. Ama (çok hızlı da olsa) sağanak yağış tek başına felaket değildir. Onu bir felaket haline sokan, alt yapının yetersizliği, bakımsızlığı ve yapılaşmanın çarpıklığıdır. Bir sene önce aylarca kazılıp borular ve mazgallar döşenen bir yol, her yağmurda suyla doluyorsa bunun adı "afet" değil, yanlış ve eksik inşaattır. Döşenen bir asfalt iki ay sonra on yerinden çöküyorsa, bunun adı afet değil çalınan malzeme ve eksik işçiliktir. Ben İstanbul'da yaşamaktan muzdarip değil mutlu olmak istiyorum. Bu kentte yaşamanın bana düşen maddi yükümlülüğünü de sonuna kadar ödüyorum. Belediye Başkanı Kadir Topbaş, popülizm uğruna ilkelliğe ve kalitesizliğe yüz vermeyeceğini, Alibeyköy'de aldığı istimlak kararıyla gösterdi. Umuyorum ve diliyorum ki, "benden çok daha eski ve gerçek" İstanbullu olan Başkan Topbaş, biz "İstanbulperver"leri bu kentte yaşamaktan ikrah ettirmeyecek altyapı ve üstyapı dönüşümünü sağlayacaktır. Bu şehir her yağmurda, karda sırtüstü devrilen bir ucube olmaya layık değil zira...