Dün gazetemizde yayınlanan haberi hatırlayın lütfen. Devler İstanbul'a geliyor. Dünyanın önde gelen 20 şirketinin yöneticileri, Türkiye'deki yatırım ortamını ve ekonomik durumu tartışmak üzere haftaya ülkemizde toplanacaklar. Peki bu 20 şirketin toplam cirosu ne kadar merak ediyor musunuz? O halde yazının başlığına bakın lütfen. İşte global sermaye, yabancı sermaye denilen böyle bir şey. Sadece 20 şirketin ürettiği hasılat Türkiye'nin hasılatının 3 katı. "Niçin yabancı sermaye" sorusuna çok özet, ama vurucu bir cevap başlıktaki rakam. Yabancı sermaye'nin teorisini bu kadar iyi bilen, bilmekle kalmayıp analiz eden, ama yabancı sermayenin bu derece fakiri olan başka bir devlet yok dünyada. Sebepler muhtelif. Güven eksikliği, istikrarsızlık, demokrasimizin biraz "kusurlu" olması, hukuki altyapı eksikliği ilk akla gelenler. İlk iki sebep mevcut hükümet yapısı içinde biraz bertaraf edilmiş gibi. Nitekim derecelendirme kuruluşları kredi notlarında siyasi istikrarsızlık ve güvensizlikten dolayı kırılmış notları geri vermeye başladılar. AB uyum yasalarının uygulamaları hayatımıza girdikçe, demokrasimizin "topallayan" görüntüsü de düzelmeye başlayacak. Hukuki altyapı eksikliği ise çıkarılacak yeni yasalar ve bürokrasideki tıkanıklıkların giderilmesi ile halledilebilir. Toplantının ehemmiyeti Yapılacak toplantı kuşkusuz Türkiye'nin yabancı sermaye sürecini etkileyecektir. Neticede, dünyanın dört bir yanında yüz milyarlarca dolarlık iş yapan şirketlerin tepelerindeki insanların ajandasında Türkiye'nin yer alması çok güzel. Ama "toplantıya geldiler, hadi yatırım yapsınlar" durumu da yok tabii ki. Global sermayenin dinsel, ulusal ve yöresel tercihleri yoktur. Devasa şirketlerin yatırım "stimulus"u, ülkeye koydukları paranın kanunlarla sağlanmış güvenliği ve istikrarlı kârlılıktır. Bu "yatırım ortamı"nı sağlayacak olan da siyasi iktidarın göstereceği "samimi" iradedir. GSMH'nın yüzde kırkı halen kamu tarafından üretilen bir ülkede yaşıyoruz. Bu çarpıklığı gidermenin yolu yabancı sermayeyi, fazla şart öne sürmeden ülkeye çekmektir. Gel diyerek değil tabii ki, gelmesini sağlayacak ortamı kalıcı hale getirerek. Kalıcı ve istikrarlı kâr fırsatını gören global sermaye, davul zurnaya gerek kalmadan gelir o zaman.