Acil eylem planı ne kadar acil?

A -
A +

Hükümet, işbaşına gelir gelmez, tarihlerle sınırladığı bir eylem planı ile kamuoyu nezdinde gerçek bir taahhüt altına girdi. Böylece, işe ne ölçüde ciddiyetle yaklaştığını da ortaya koymuş oldu. Genel kabul görmüş doğrular ve aşağı yukarı herkesin mutabık kalacağı uygulamalar detaylandırıldı. Bazı ekonomi esnafı, " bunlar hep bilinen problemler" şeklinde bir itirazi yorum getirdiler ama, Türkiye'nin derdi sorunların karmaşık olmasında değil, çözüm bilinse de uygulama yapılmasındaki engellerde. Yeni hükümet Amerika'yı yeniden keşfetmeye uğraşmayacak tabii ki. Önemli olan programın içeriğini tartışmak değil, uygulanabilirlik düzeyini anlamaya çalışmak. Finansman ihtiyacı Planın düzenlemeler ve idari tedbirler noktasında uygulama sorunu yaşayacağını sanmıyorum. Özelleştirme stratejilerinin yeniden ele alınması, üst kurullarla ilgili etkinlik artırıcı düzenlemeler, denetim ve idari yapılanma gibi konular hızlı bir şekilde hayata geçebilir. Bunlar parasal kaynak gerektirmez. Ancak planın özellikle yatırım ve piyasanın canlandırılmasına yönelik uygulamaları büyük miktarda kaynak ihtiyacı doğuracaktır. Duble yol, inşaat sektörünün canlandırılması gibi konular büyük miktarda finansman gerektirir. Bu tedbirler piyasada canlanma sağlar ama, enflasyonun düşürülmesini ve faiz dışı fazla yoluyla bütçe disiplinini sağlamayı hedefleyen IMF programı ile çelişebilir. Bu tür uygulamaların finansmanı için hükümetin ne düşündüğünü 2003 bütçesi çıktığında daha iyi anlayabiliriz. Borçlanma faizlerindeki düşüş, 2003 için öngörülen faiz giderini aşağıya çekip bir miktar bütçe kaynağını açığa çıkartabilir. Ekonomiyi canlandırıcı uygulamalara bütçe gelirleri veya projeye yönelik dış finansman dışında bir kaynak aramamak gerekir. Merkez Bankası para basmayacağına , Hazine öngörülenden fazla borçlanmayacağına göre kaynak konusunun bütçe ile birlikte netliğe kavuşturulması yerinde olur. Böylelikle piyasaların ve yatırımcıların hükümet programına yönelik güvenleri pekişecektir. Herkes beklemede İyimserlik ve güven havası ülke genelinde halen hüküm sürüyor. Genel psikoloji hükümetin lehinde. Ekonomik gelişmelerde psikolojik etkenlerin ne kadar önemli olduğunu piyasa içinde olan herkes bilir. Hükümet bu avantajı gerçekçi ve kaynakları belli uygulamalarla desteklerse, yatırım da tüketim de canlanabilir. Paralar yastık altından çıkıp borsaya, bankaya yönelir; sanayici iki yıldır durdurduğu yatırımlarına tekrar başlar. Şimdi herkes " ne, neden, niçin" sorularının cevaplarını bulduğu programın "nasıl" sorusuna cevabını bekliyor. IMF programının enflasyon, bütçe disiplini, para politikası gibi hedeflerini zedelemeyecek uygulamalar piyasaların ileriye güvenle bakmasını sağlayacaktır. IMF programının bazı unsurları yeniden müzakere edilebilir ama ana eksenden ayrılmamak çok büyük önem arzediyor. Tabii Avrupa Birliğinden Kopenhag'da veya altı ay sonraki Selanik zirvesinde gelecek bir üyelik tarihi de ekonomiyi yerinden zıplatabilir. Pamukbank olayı Cuma günü Danıştaydan gelen Pamukbank'ın BDDK'ya devrinin iptali kararı piyasaya bomba gibi düştü. Bankacılık sektöründeki yapısal düzenlemeleri temelinden sarsabilecek bu karar hem tedirginliğe hem de belirsizliğe yolaçtı. Bir daha görüldü ki, hukuki ve mali bakımdan iyi temellendirilmeyen uygulamalar eninde sonunda ekonominin ayağına dolanıyor. Bu karar BDDK uygulamalarının piyasa nezdinde sorgulanmasına yolaçacaktır. Bankacılık reformuna büyük önem atfeden IMF'nin alacağı tavır da belirleyici önemdedir. BDDK'nın son iki yılda banka ve finans kuruluşları hakkındaki uygulamalarının Danıştayın bu kararı ile beraber çok tartışılacağı aşikardır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.