Acıyı yüceltmek

A -
A +

Okulların başladığı hafta okudum: Geçen ay Gaziantep'te PKK'nın bombalı saldırısında hayatını kaybeden çocuklardan birinin sınıfında tören yapılmış. Ölen çocuğun anne-babası sınıftaki öğrencilerle beraber feryad edip ağlıyorlar. Henüz ilkokul çağındaki çocuklara, böylesine travmatik bir acı ve ızdırabı, üstelik sınıfta yaşatmak ne kadar doğru? O küçücük çocukların kendilerinden geçercesine ağladıkları fotoğrafları görünce kanım dondu. Şehit cenazelerinde, bütün bir şehrin, mahallenin önünde oğlunun tabutuna sarılan anneler, kendilerini paralayan akrabalar... Ve yine kadrajda, olanı biteni çaresiz bir şaşkınlıkla izleyen minnacık çocuklar... Güneydoğu'daki 30 yıllık çatışma, bu ülkeye çok derin acılar yaşattı. Bunu kimse yok sayamaz da, hafifseyemez de... Lakin acıyı yaşamaktan öteye, acı yüceltiliyor bu ülkede... Şehit cenazeleri bu yüceltmenin mücessem örnekleri... Karadeniz otoyolundan geçenler bilirler. Her ilçe ve ilde üst geçit vardır ve her birinin üzerinde de bir şehit ismi yazılıdır. Belediyeler çocuk parklarına dahi şehit ismi verirler. Bir kör savaşta yitip giden o gencecik insanların isimlerini yaşatmak lazım tabii ki... Ama bunu bir şehitlikte, bir anıtta isimleri sıralayarak yapmak mümkün... Bu ülkede acıyı doğuran sebepler üzerinde düşünüp o acının tekrar etmemesi için uğraşmak yerine acıyı yüceltiyoruz. Siyasetçisiyle, belediyesiyle, vatandaşıyla... >> Korsan değil, taksici! Bu da geçen haftadan bir haber: Taksim'de yol isteyen bir araç sürücüsü, 5 taksici tarafından ağır biçimde dövülmüş. Kimbilir kaçıncı taksici dayağı haberi bu... Geçen aylarda Meclis'ten yoğun bir gayretle 'korsan taksiyi engelleyen' bir yasa çıkarılmıştı, hatırlarsınız. Taksi plaka rantını pekiştirip güvence altına alan bu kanunu yapanlar, keşke taksi müşterilerini ve taksiler ile aynı trafikte seyreden araç sürücülerini de güvence altına alan bir kanun üzerine de kafa yorsalardı. >> Huy çıkmaz Fenerbahçe yenildi, taraftarın aylarca Metris'te, Çağlayan'da bağlılık bildirip ihtiram gösterdiği 'Aziz başkan'ları soyunma odasına daldı. Futbolculara hadlerini bildirdi, 'öteki yüzünü' göstermekle tehdit etti. Bir yıllık şike rezaleti sürecinden sonra 'futbolda zihniyet yenilenmeli' diyenler -ki aralarında ben de varım- nasıl bir hayal âleminde yaşadıklarını anlamışlardır herhalde... Bu ülkede lümpen popülizm de devam eder, 'asıp-kesen' yöneticilik de... Biz de hayal kurmaya..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.