Adacıklarda yaşayan "ben"ler...

Modern zamanlar "birey"i öne çıkarıyor. Bıçak sırtı bir kavram birey (fert) olmak... Siyasal ve toplumsal özgürlükler bakımından faydalı... Totaliter devlet bireyden hazzetmez mesela... Birey'in hakları bu açıdan önemli... Ancak, bir de refah toplumlarında fazlasıyla cilalanan ve abartılan bir "ben" olma hali var. Ego'yu şişiren bir "ben"... *** "Ben haklıyım, ben iyiyim, ben kusursuzum, ben güçlüyüm"... Son dönemde mantar gibi çoğalan -haklarını teslim edelim, yayıncı ve yazarlarına da okkalı para kazandıran- "kendini iyi hissettirme" kitaplarında binlerce defa geçen ifadeler... "Ben"i yücelten, merkeze oturtan, hata ve noksanlarda bile hikmet varmış gibi yapan, insanları "uyutulmuş Polyanna" haline getirerek mutlu olduklarına "inandıran" kitaplar, TV programları... Ortalık "dünyanın sırrını çözmüş, nirvanaya erişmiş bilge(!)" edasında, -muhtemelen kitap ve konferanslardan gelen paraların keyfiyle- gülümseyen spiritüel tüccarlardan geçilmiyor. *** "İyilik yapana iyilikle mukabele et, kötülük yapanı affet"... Dinimizin yüzyıllardır var olan tavsiyelerinden biri... Enver ağabey her konuşmasında "iyi insan, güleryüzlü insandır" der mesela... "Herkes karşısındakine 'sen haklısın' diyebilse birçok mesele çözülür" sözünü de işitiriz kendisinden... Bu cümlelerde 'ben' değil 'biz' var dikkat ederseniz... Piyasadaki spiritüel tüccarlar ise, bu cümlelerdekine benzer hakikatleri alıp takla attırıyor, içine bolca "ben" sosu katıp pazara sunuyorlar. "Allah" telakkisinin yerine de, ne idüğü belirsiz bir "evren" tutturmuşlar. Evren'e mesaj gönderiyor, evrenden enerji alıyorlar. Polyanna kitaplarında "saçma bir iyimserlik olsa da" naîf ve çocuksu bir taraf vardı. Spiritüel tüccarlar ise modern kentli bireyi 'fena halde' kafalıyor. Bu işte ekmek olduğunu gören de başlıyor "evrenin enerjisi, kuantum, içinizdeki mutluluk" türü kitaplar üretmeye... Baksanıza, Tanyeli de "Mektupları Evren'e Gönderdim" adında kitap çıkarıyormuş. Ne diyelim! Yiyene afiyet olsun...