Devletlerin gerçekten hükümran olabilmeleri adil olmalarıyla mümkündür diye düşünüyorum. Ayakta kalan, kuvvetli devletlerin payandaları ne silahlı güç, ne bürokrasi ne şu ne bu ; adalet korundukça devlet payidar oluyor. Kastettiğim hukuk sistemi değil, kavram ve uygulama olarak adalet. Hafta sonu iki haber okudum. İlk haber vergi kaçağı hakkında: Akaryakıt kaçakçılığından dolayı devletin kaybı yılda 2,5 milyar dolar! Yani kolluk kuvvetleri sınırlarımıza hakim olamadığı için, tonlarca yakıt içeriye sokulup satılıyor, haksız ve vergilendirilmeyen karlar elde ediliyor, Hazine akaryakıt üzerinden aldığı vergilerden oluyor. İçeride ise bizler kullandığımız akaryakıt'a yüzde 75'e yakın vergi öderken, birilerinin ödediği kocaman bir hiç. Bordro mahkumu İkinci haber ise ücretlerden kesilen vergiler. Türkiye OECD ülkeleri arasında kesilen vergide birinci. Bordrolardan ortalama kesinti oranı % 42. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 15-25 arasında değişiyor. Demek ki Türkiye, çalışanından bir hayli vergi ve prim topluyor. Ama kazın ayağı öyle değil. Devlet, sigortasız, kayıtsız çalışan yüz binlerce işçiyi "bulamadığı!" için, onların ücretlerinden bir kuruş vergi kesilmiyor. Diğer tarafta ise sosyal güvenlik sisteminin işlemesi için para girişi lazım. O halde formül açık. Bir şekilde kayıt altında olan çalışanların ücretlerinden daha çok vergi kesip, hiç ödemeyenlerin açığını kapatmak Aynı devlet değil mi, yıllarca kaçak elektriğe göz yuman, denetlemeyen, ama kaçağın bedelini diğer elektrik faturalarına yansıtıp, bedava elektrik kullananları diğerlerinin sırtına yükleyen. Ücretlerde de aynı sistem: yakaladığını öp. Tüm bunlar insanlardaki adalet duygusunu zayıflatıyor haliyle. Gelişmiş ülkelerde vergi mükellefi olmak imtiyaz ve hak sahibi olmak demek ; bizde ise vergi ödeyenlerin kendilerini nasıl hissettiklerini söylememe gerek yok herhalde. Kendi denetim ve kontrol aczini dürüst vatandaşının sırtına yükleyerek açığını telafi eden bir kamu otoritesi, hiç kusura bakmayın ama, ne saygı, ne güven, ne de otorite telkin edebilir. Mizahçı yönü kuvvetli Maliye Bakanımız, "neden vergi toplayamıyoruz" diye hayıflanırken, adalet duygusunu referans almayı unutmuyordur umarım.