Adaletsiz rekabet

A -
A +

Milyarlık nüfusu ve devasa üretim potansiyeliyle Çin, dünya ekonomisinin üzerine bir kâbus gibi çökmüş durumda. Fiziki büyüklük avantajlarını sonuna kadar kullanan Asya'nın yeni devi, global pazarın serbest piyasa şartlarına dayanan rekabet ortamına, devlet kontrolündeki ekonomisiyle dahil olmuş vaziyette. İşgücü fiyatı ve istihdam maliyeti, demokratik toplumlarda yüksek. Sosyal güvenlik sistemleri, hayat standardındaki yükseliş, üretimdeki istihdam girdisinin maliyetini sürekli artırıyor. Halbuki, Çin, hiçbir sosyal güvence olmaksızın çalışmaya hazır, rakip ülkelerle kıyas edilmeyecek derecede ucuz ücretle istihdam edilen yüz milyonlarca işgücüne sahip. Serbest kur rejimine ve piyasa ekonomisine sahip olmadığı için de, kendi öncelikleri doğrultusunda parasının değerini belirleyebiliyor. Hal böyle olunca da, hem milyarlarca dolar yatırımı ülkesine çekiyor, hem de dünyanın her tarafı Çin mallarıyla istila ediliyor. Kur savaşları Uzun zamandır, Avrupa ile ABD arasında, para birimlerinin değeri üzerine bir savaş var. Bu savaşta herkes, kendi para biriminin değerinin düşmesini istiyor. Zira değerli para, ihracatın düşmesi, ithalatın artması demek. Dolar üç yıldır düşük değerde seyrettiğine göre, Amerika bu savaşta daha başarılı. Çin de parasının değerini ABD dolarına endekslemişti birkaç yıl önce. Haliyle, düşük değerli dolar, yatırımların Çin'e akmasını sağladı bugüne kadar. Geç uyanan bu Asya devinin hızla artan üretimi, global pazardaki hammadde talebini artırdı. Şu anda ABD'den sonra en çok petrol talep eden ülke Çin : Günde 6 milyon varil. Hakeza demir çelik talebi de patlama yaptı. Her iki hammaddenin fiyatları da yüzde 50'ye yakın artmış durumda. Emtia piyasalarındaki fiyat artışlarının, küresel enflasyon artışına bile yol açacağı konuşuluyor. Hep söylenen bir şaka vardır: "Bütün Çinliler aynı anda zıplasa, dünya'da deprem olur mu?" Tüm Çinlilerin aynı anda zıplaması imkansız ama, aynı anda üretime ve ticarete giriştikleri anda, dünya ekonomisinin dengesini değiştirebileceklerini rahatlıkla söyleyebiliriz artık. Üstelik, gelişmiş ülkelere göre çok daha rekabetçi avantajlarla geliyorlar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.