Gelin samimiyetle itiraf edelim: Bu ülkede özeleştiri kültürü yerleşik değil. Zaten yerleşik olsa idi, sürekli benzer hataları tekrar etmez, onlarca yılı " patinaj yaparak" geçirmezdik. Kendini eleştiremeyen insanların, başkalarının eleştirilerine tahammül göstermeleri, kulak vermeleri ise neredeyse imkansızdır. Hemen savunmaya geçerler; kendilerinin ne kadar haklı, başarılı,doğru olduklarını anlatmaya koyulurlar. Dolayısıyla ne eksiklikler düzelir, ne de hatalar ortadan kalkar. Zira, hatalı ve eksik olan, öyle olduğunu kabul etmemektedir ve etmeyecektir de. Bireyden devlete, şirketten sektöre kadar her yerde karşımıza çıkar bu durum. Son günlerde bu "ağlaşma ve hatayı başka yerde arama" geleneği sektörel düzeyde belirmeye başladı. Önce tekstilciler sahne aldı. Gerçi Türkiye dalgalı kura geçip de kur kalkanının ardında rekabet etme kolaycılığı bittiğinden beri ortalığı velveleye veriyorlardı. Kalkacağı 10 yıl öncesinden belli olan kotalar kalkıp da Çin heyulası üzerlerine çökünce bu velvele ağlaşmaya dönüştü. Hükümetten neredeyse sabit kur isteyeceklerdi ama yüzde 10'luk KDV indirimini de kopardılar. Sıradaki... Tekstilci indirimi kapar da, turizmci boş durur mu? Onlar da dayandılar Hükümetin kapısına. Tekstil ile birlikte istihdamı sağlayan sektör olma gücünü de kullanarak taleplerini sıraladılar. Yine düşük kurdan (aslında serbest kurdan) şikayet, yine bey çeşmesinden su talebi.. "Hükümet turizmcilere de bir "güzellik" yaparsa mali disiplin nice olur?" diye düşünürken, bir de baktık ki çiftçiler de ağlaşma kuyruğunda saf tutmuşlar. Onların da talepleri aynı: Vergi indirimi ve destek. Hükümet de "birine verdik, diğerine vermesek olmaz" diyor ama mali disiplinin zedelenmesi riskini de göze alamıyor. Oysa tekstilciler de turizmciler de yapamadıkları kârın, başedemedikleri rekabetin müsebbibi olarak döviz kurunu ve girdi maliyetlerini göstereceklerine, birim fiyatlarını ve verimliliklerini neden artıramadıklarını düşünseler iyi olmaz mı? Tekstil kotalarının kalkacağı 10 yıl önce belli iken, turizmde Türkiye'nin fiyatları emsal ülke fiyatlarının yarısının altında iken, suçu başka yerde arayıp ağlaşmak ve Hükümetin kapısında saf tutmak, kusura bakmayın ama, hiç adil değil.