Ahenk avcılığı

A -
A +

Huzur, sükun, mutluluk, güleryüz... Hayatı kaliteli kılan, mana katan tüm güzel hisler. İnsanların umutlarını, hayata tutunma güçlerini besleyen, hayatı belki de yaşanılır kılan tüm manevi duyuşlar, etrafımızda olan bitenlerin mütenasip, yani birbiriyle uyumlu olmasının da sonucu değil mi sizce? Nasıl ki vücudumuzun bir ritmi varsa, maneviyatımızın da, ruhumuzun da bir ahengi var. Yoksa bile, bu ahengi yakalamalıyız. Hayatta herşey istediğimiz biçimde, sırada veya zamanda olmayabiliyor. Aksilikler, üzüntüler, zorluklar hep var olacak. Yani ritmimizi, ahengimizi bozan birçok negatif unsurun etkisine açık durumda insanoğlu. O halde bizim mutlu, sükunetli ve huzurlu kılacak ahengi nasıl yakalayacağız? Güzellikleri, hayatın bize sunduklarını daha çok farkederek, belki onları içselleştirerek... Mutluluğun sadece zihnimizde çizdiğimiz bir resim olmadığını, biz tasvir etmesek de başka mutluluklar ve hoşluklar olabileceğini idrak ederek. Ne güzel... Diyebiliyor muyuz? İnsanların fikirlerinin, mizaçlarının, duygu dünyalarının, davranış kalıplarının farklılığını kabul edip, bu farklılıklardan bir harmoni süzebiliyor muyuz zihnimizde? Bir futbol maçında, tuttuğumuz takım mağlup olsa bile, oynanan oyundan, atılan gollerden estetik bir zevk alabiliyor muyuz? Cevaplarımız evet ise, hayatın ritmini yakalamayı, mutlu olmayı ve mutlu kalmayı başarıyoruz demektir. Türkiye, geleceğe umutla bakanların giderek arttığı bir ülke. 2007'nin, kendine güvenen, ülkesine inanan insanların önde olduğu bir yıl olmasını diliyorum. Dilerim ki hepimiz kendi hayatlarımızdaki ahengi yakalayalım. Kendimizi günlük hayhuyun dışına taşıyabilecek iradeyi gösterelim. Güzel görüp güzel düşünelim. Mübarek Kurban Bayramınızı tebrik eder, yeni yılınızın ışıl ışıl olmasını dilerim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.